Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Jinekolojik kanserlerde minimal invaziv cerrahi dönemi

Jinekolojik kanserlerin önlenmesinde teşhis ve tedavinin rolüne değinen Op. Dr.

Jinekolojik kanserlerin önlenmesinde teşhis ve tedavinin rolüne değinen Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, rahim kanseri, rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve vulva kanserinde minimal invaziv cerrahi yöntemini anlattı.

Kadın kanserlerinde 4 farklı kanser türünün bulunduğunu söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Rahim kanseri (uterus), rahim ağzı kanseri (serviks), yumurtalık kanseri (over), vulva kanseri (dış genital bölge) bu hastalıklar arasındadır. Rahim kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Rahim ağzı kanseri kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türüdür ve kansere de yüzde 98 oranında HPV (insan papilloma virüsü) neden olmaktadır. Bazı HPV virüsleri vücudun savunma sisteminden güçlü çıkar ve rahim ağzı kanserine neden olabilir. Epitel hücrelerde ya da embriyonik döneme ait hücrelerde meydana gelen kontrolsüz bölünme ve çoğalma sonucunda yumurtalık kanseri oluşabilir. Vulva Kanseri (Dış genital bölge): Vulva; kadın üreme sisteminin dış görünüşünü kapsayan alana denilir. Bu bölgede yer alan dokuları oluşturan hücrelerin, anormal ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu tümör benzeri yapılar meydana getirmesi vulva kanseri olarak adlandırılır” şeklinde konuştu.

Bu etkenler kadın kanserlerine yol açıyor

Jinekolojik kanserlerin nedenlerinin hangi organda ortaya çıktığına bağlı olarak farklılık gösterdiğini ifade eden Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Tüm kadın kanserleri genetik geçiş, HPV gibi enfeksiyonlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, korunmasız cinsel ilişki ve çok eşlilik, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, erken ya da geç menopoz ve obezite gibi etkenlerden kaynaklanır” dedi.

Kadın kanserlerinin hastalığın türüne ve evresine göre farklı belirtiler gösterdiğine değinen Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Menopoza giren kadınlarda kanama veya akıntı, adet düzensizliği, adet dışında kanamalar, cinsel ilişki sonrasında ağrı, karında ağrı, karında şişlik, vajen bölgesinde yara ve kaşıntı, yeme içme sorunları kadın kanserlerinin belirtileri arasında yer alır. Jinekolojik kanserlerde tanı ise görüntüleme yöntemleri, kan belirteçleri, smear, HPV DNA, kolposkopi gibi yöntemlerle konur. Tanı sonrası tedavi sürecinde ilaçlar, kemoterapi, radyoterapi, açık ve kapalı ameliyatların yeri mevcuttur” şeklinde konuştu.

Minimal invaziv cerrrahi tedavide avantaj sağlıyor

Toplumda kapalı ameliyat olarak da bilenen minimal invaziv cerrahi, vücutta minimum düzeyde hasar oluşturması hedeflenerek küçük kesiler yoluyla gerçekleştirilen kapalı ameliyat yöntemidir. Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Jinekolojik onkolojide kullanılan laparoskopik cerrahi, anestezi altında genellikle 0,3-1,5 cm arasında küçük cerrahi kesilerle yapılan bir cerrahi işlemdir. Karın bölgesine açılan kesiden vücut içine yerleştirilen ‘laparoskop’ denilen, ucunda ışığı olan fiber optik bir kamera sayesinde karın içi organların görüntülenmesi net bir şekilde sağlanabilmektedir. Bu sayede cerrah, monitör aracılığıyla ilgili bölgeyi rahatça görebilmektedir. Yapılacak cerrahi, işlem türüne göre yeterli sayıda diğer laparoskopik aletler karın bölgesinde yapılan küçük kesiler ve trokarlar yardımıyla karın içine yerleştirilir. İşlem yüksek çözünürlüklü bir monitörden izlenerek yapılır. Artan teknoloji ve gelişen laparoskopik aletler sayesinde minimal invaziv yöntemlerin rahim duvarı ve rahim ağzı kanseri tedavisinde kullanımı son zamanlarda giderek artmıştır. Yumurtalık kanseri tedavisinde de laparoskopik cerrahinin yeri vardır” şeklinde konuştu.