Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Miyopta ‘Gün ışığı’ açıklaması: “Engel olacak ciddi bir faktör”

Cep telefonu, bilgisayar gibi

Cep telefonu, bilgisayar gibi birçok teknolojik cihaza uzun süre maruziyetin gözlerde oluşturduğu zararlara dikkat çeken uzmanlar miyop konusunda uyarıyor. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak, “Gün ışığına daha az maruz kalmakla beraber miyopide daha fazla artış olduğu görülmekte. Miyop, pandemiyle online eğitim, ekran maruziyeti, yakına odaklanmaların artmasıyla bir artış ve artık salgın olarak tanımlanmakta. Kesinlikle çocuklarda miyopinin daha fazla olduğunu görüyoruz. 2050 yılında dünya nüfusunun yarısının miyop olacağını söyleyebiliriz. Gün ışığı miyopinin gelişiminde ciddi engel olacak bir faktör” dedi.

Toplumda uzağı görememe olarak belirtilen miyopun görülme sıklığının arttığını ifade eden uzmanlar, uyarılarda bulunuyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak ve Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Havva Kaldırım pandemi döneminde online eğitimin yoğunlaşması, toplumda teknolojik cihazların sık kullanımı gibi nedenlerin süreci etkilediğini ifade etti. Gün ışığından uzak kalınması, uzak mesafelere yeterince bakılmaması gibi durumların süreci olumsuz etkilediğini söyleyen uzmanlar, 2050 yılında dünya nüfusunun yarısının uzağı görememe durumuyla ilgili sıkıntı yaşayacağının öngörüldüğünü belirtti.

“Çocukların daha yüksek risk altında olduğunu görmekteyiz”

Son zamanlarda miyopta artış olduğunu aktaran İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak, “Yakına bakmakla beraber miyopide artış görüyoruz. Pandemiyle artan online eğitim, ekran maruziyeti, yakın çalışma ve yakına odaklanmaların artmasıyla bir artış ve artık salgın olarak tanımlanmakta. Çocuk hastalarda özellikle gözlerde gelişim çağında da uzun süre yakına bakmakla beraber online, internetten eğitim ve pandemiyle bunun daha da artmasıyla çocukların daha yüksek risk altında olduğunu görmekteyiz. Uzağa bakmak, gözü dinlendirmek, yakına odaklanmamak aslında göz için bir avantaj. Z kuşağı internet, teknoloji çağı çocukları olduğu için uzun süre ekrana bakarak, yakına odaklanarak geçirdikleri için uzağa bakmanın nimetlerinden, avantajlarından yararlanamıyor. Yakına uzun süre odaklanarak numara artışını, daha fazla miyop oluşma riskini artırıyorlar. Miyopi olan insanlarda daha çok görülen bazı göz hastalıkları mevcut. Bunlar retinal yani göz damarlarında meydana gelen problemler, göz tansiyon problemleri, bu kanıtlanmış bilimsel gerçek. Kapalı havalarda, gün ışığına daha az maruz kalmakla beraber miyopinin de daha fazla artışı olduğu görülmekte. Günışığı göz bebeğinin daha fazla büyümesini engelleyerek, göz bebeğinin küçülmesini sağlayarak miyopinin ilerlemesini bir miktar durduruyor. Gün ışığına daha az maruz kalmakla beraber miyopide daha fazla artış olduğu görülmekte. Gün ışığı, kapalı, loş ortamda çalışan bireyler için koruyucu, miyopinin artışını engelleyici bir faktör olarak düşünülebilir. Miyopinin salgın olduğu, daha fazla görüleceği, daha çok çocuklarda numaraların daha da ilerlemesiyle birlikte daha yaygın olacağı söylenmekte. Net bir veri olarak 2050 yılında dünya nüfusunun yarısının miyop olacağını söyleyebiliriz. Rutin olarak göz muayenesini her yıl herkese öneriyoruz, onun dışında mutlaka yakına odaklanmanın uzun süre olmaması gerektiğini vurguluyoruz. Gün ışığı, miyopinin gelişiminde ciddi engel olacak bir faktör. Ayrıca uzağa bakmak da miyopa karşı bir miktar koruyucu etken oluyor. Ev içinde, masa başında çalışırken, ekrana bakarken ortamın aydınlık olmasını mümkünse 20 dakikada bir 20 saniye olunca uzaklara bakarak gözlerin dinlendirilmesini istiyoruz. Hangi iş yapılıyor olursa olsun, miyopinin artışı yakına uzun süre odaklanmakla birlikte daha da fazla olacaktır. Tedavi olarak 3 seçeneğimiz mümkün; gözlük, lens ve lazer olarak seçeneklerimiz mümkün. Kesinlikle çocuklarda miyopinin daha fazla olduğunu görüyoruz. Daha küçük yaşlarda daha yüksek miyopi derecelerinin olduğunu görüntülüyoruz. 3 yaşına kadar olan çocuklarda hiçbir şekilde ekran maruziyetini sadece göz hekimleri değil bütün hekimler olarak önermiyoruz” şeklinde konuştu.

“Türkiye’de belki de ilk olacak miyop polikliniği oluşturduk”

Çocukların ekran bağımlılığı yerine açık alanlarda aktivitelerde yer almasının büyük önem taşıdığını söyleyen Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Havva Kaldırım, “Günümüzde miyopi en sık görülen kırma kusurudur. 6 yaş öncesi aileler çok fazla fark etmeyebilir. Neden; çünkü 6 yaş öncesi çocukların işi daha çok yakınladır. Fakat okul çağına geldiklerinde ki günümüzde bize en fazla öğretmenlerden çocuklar gönderilmekte. ‘Çocuk tahtayı göremiyor, görebilmek için tahtanın yanına kadar kalkıp geliyor’ diye aileler çocukları bize getirmeye başladı. Maalesef şu anda çocuklarımızın ellerinde telefonlar, tabletler. Çocuk dışarıya çıkamıyor gün ışığıyla buluşamıyor bu sebepten sürekli evde kalan yakın aktiviteyi artıran çocuklarda miyopi kaçınılmaz hale geldi. Tüm ailelerin en büyük sıkıntısı ne; telefon. ‘Elinden alamıyorum, telefonu alıyorum bilgisayara gidiyor’, sürekli yakın aktivitenin çok fazla arttığını ifade ediyorlar. 8 ile 12 yaş arasında hızlı bir progresyon göstermekte fakat bu 4 yaş civarına kadar inmiş durumda. Retinanın yerinden kalkması belki de sonuçta görme kabliyetini kaybetmeye kadar gidebilen bir durum. Nasıl önleyebiliriz; açık alanların inşa edilmesi düşünebilir. Çocukların evlerde değil, daha çok dışarıda ve gün ışığında zaman geçirmeleri planlanabilir. Türkiye’de belki de ilk olacak miyop polikliniği oluşturduk. Okul öncesi çocuklarda, okula başlamadan önce mutlaka miyopi veya diğer göz kusurları açısından muayene öneriyoruz. Özellikle 6-16 yaş arası çocuklara hizmet vermekte. Kendimiz telefon, tableti bırakalım, gereksiz yere bakmayalım ki onlar da bizi takip etsin bakmasınlar. En büyük ikazım; kendi poliklinik rutinimde de görüyorum ‘Hocam yemeğini yemiyor, benimle pazarlık yapıyor, şu kadar ders çalışırım, şu kadar telefona bakarım’ diye birkaç gün, hakikaten 10 gün bir yoksunluk sendromu çekiyorlar ama ondan sonra farklı bir aile içi aktivite olabilir” dedi.