Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Pınar Bolluk

Bedenimiz Bizim: Kadın Sağlığındaki Sessizliği Bozma Vakti!

Her gün televizyonlarda erkek sağlığı için rahatça yapılan reklamları izlerken, kadın sağlığı söz konusu olduğunda neden fısıltıyla konuşuyoruz? Regl ağrılarımızı neden “başım ağrıyor” diye geçiştiriyoruz? Jinekolojik muayenelerimizi neden gizli bir operasyonmuş gibi planlıyoruz?

Değerli kadınlar, size çarpıcı bir istatistik vermek istiyorum: Ülkemizde kadınların neredeyse %40’ı düzenli jinekolojik kontrollere gitmiyor. Peki neden? Çünkü “ayıp” sayılıyor, çünkü “el alem ne der” korkusu var, çünkü sağlığımızı toplumsal baskının arkasına atıyoruz. Bu utanç kültürü yüzünden kaç kadının kanseri geç teşhis ediliyor biliyor musunuz?

Her yıl yüzlerce kadını meme ve rahim kanserinden kaybediyoruz. Neden mi? Çünkü erken teşhis için gerekli kontrolleri “ayıp” sayıyoruz. Sevgili kadınlar, bir erkek doktorun önünde soyunmak size mahrem geliyorsa, kadın doktor tercih etme hakkınız var. Ama sağlığınızı ihmal etme hakkınız yok!

Menopoz döneminde yaşadığımız sıkıntıları neden saklamak zorundayız? Sanki bu doğal süreç utanılacak bir şeymiş gibi… Hormon değişimlerinin yarattığı ruhsal çalkantıları neden “kapris” olarak görüyorlar? Biz kadınlar, bedenimizde olan değişimleri açıkça konuşabilmeliyiz. Bu bizim en temel hakkımız!

Genç kızlarımıza regl dönemini hala fısıltıyla, üstü kapalı anlatıyoruz. Marketlerde ped alırken gazetelere sarılmasını isteyenlerimiz var. 21. yüzyıldayız ve hala kadın bedeni üzerindeki bu baskıyı kırabilmiş değiliz. Bu utanç kültürü yüzünden genç kızlarımız hijyen konusunda yeterli bilgiye sahip olamıyor, enfeksiyonlarla boğuşuyor.

Doğum kontrol yöntemleri hakkında konuşmak neden hala tabu? Bedenimiz üzerindeki kontrolü elimize almak, bilinçli anneler olmak istiyoruz. Ama toplum bize “sus” diyor. Artık susmayacağız! Her kadının doğum kontrol yöntemleri hakkında bilgi alma, tercih yapma ve uygulama hakkı var.

Peki ya doğum sonrası depresyonu? Kaç kadın “anne oldun, mutlu olmalısın” baskısı altında sessizce acı çekiyor? Ruh sağlığımız da en az bedensel sağlığımız kadar önemli. Duygularımızı bastırmak zorunda değiliz!

Sevgili kadınlar, artık harekete geçme zamanı! Sağlığımızı toplumsal baskılara kurban etmeyelim. Her birimiz kendi çevremizde bu konuları açıkça konuşmaya başlayalım. Kızlarımıza, bedenlerinden utanmamayı öğretelim. Annelerimizi düzenli kontrole gitmeleri için teşvik edelim.

Unutmayın, bir kadın sağlığını ihmal ettiğinde sadece kendine değil, tüm ailesine zarar veriyor. Biz güçlü olursak, ailemiz de güçlü olur. Sağlığımız için sesimizi yükseltmekten çekinmeyelim.

Ve son olarak, sağlık kurumlarına sesleniyorum: Kadın sağlığı birimlerini daha ulaşılabilir hale getirin. Mahremiyete önem verin. Kadın doktor sayısını artırın. Biz kadınlar, sağlık hizmetlerine erkeklerle eşit şartlarda erişmek istiyoruz.

Değerli kadınlar, bedenimiz bizim! Sağlığımız bizim! Ve artık susmuyoruz! Çünkü biz susarsak, gelecek nesiller de susmaya devam edecek. Bu sessizliği hep birlikte bozalım!

Sağlıklı günler, güçlü kadınlar!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER