Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Milli Eğitim Bakanlığında MEB Toplum Yararına Programlar kapsamında çalışan geçici güvenlik görevlileri sürekli iş ya da kalıcı kadro talebinde bulundu.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Milli Eğitim Bakanlığında MEB Toplum Yararına Programlar kapsamında çalışan geçici güvenlik görevlileri sürekli iş ya da kalıcı kadro talebinde bulundu. İŞKUR bünyesinde 10 ay süreli çalışan ve sonrasında işsiz kalan personeller için de taşeron yasasının geçerli olmasını isteyen TPY’li güvenlikçiler, korona virüs salgını sürecinde canlarını tehlikeye atarak halk sağlığını koruyabilmek için özverili çalışmalarının ‘işsiz kalmamak’ veya ‘kalıcı kadro’ ile taçlandırılması için meydana indi.
Ayvalık’ta Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan MEB Toplum Yararına Programlar kapsamında çalışan geçici güvenlik görevlileri seslerini duyurabilmek için üzerinde, ‘Ayvalık TYP Güvenlik çalışanları olarak işimizin devamlı olmasını istiyoruz’ yazılı pankartı açtı.
TYP’ye bağlı olarak çalışan güvenlik görevlileri olarak kadroyu kendilerinin de hak ettiğini savunan özel güvenlikçilerden Cem Aksu, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde okullarda görevli olduklarını ancak Covid-19 pandemisi nedeniyle Ayvalık Kaymakamlığı bünyesindeki Vefa Sosyal Destek Grubu’nda faaliyet göstererek vatandaşlar arasındaki sosyal mesafeyi sağlayabilmek ve maskesi olmayanlara da maske dağıtmayı sürdürdüklerini kaydetti.
Halen sözleşmeli personel olarak görev yaptıklarını ifade eden Aksu, ‘Daha önce TYP’li olup da kadroya alınan güvenlikçi arkadaşlarımız vardı. Biz de aynı haktan yararlanmak istiyoruz’ dedi.
‘Yetkililerimizin ülkemiz genelindeki 30 bin TYP’li güvenlik görevlisi olarak sesimizi duymalarını istiyoruz’
TYP’li özel güvenlikçilerden Fatma Sargın da, özel güvenlik olarak okullarda işe başladıklarını, dünyayı ve ülkeyi etkisi altına alan korona virüs pandemisi sürecinde de ilçedeki polis, jandarma ve bekçi gibi güvenlik güçlerine yardımcı olabilmek için konuşlandırıldıklarını hatırlattı.
Salgının en yoğun olduğu ve pik yaptığı dönemlerde yoğun bir çalışma ile korona virüse karşı savaşta görev aldıklarını vurgulayan Sargın, ‘Bizler, bu pandemi sürecindeki hummalı çalışmalarımızın ‘kadro’ ile ödüllendirilmesini arzuluyoruz. Yetkililerimizin ülkemiz genelindeki 30 bin TYP’li güvenlik görevlisi olarak sesimizi duymalarını istiyoruz. Bizler kalıcı olarak çalışmak istiyoruz. Okullardaki öğrenciler bizlere, bizler de onlara ve hatta velilerine çok alışmıştık. Okulların güvenliklerini sağlayabilmek adına dışarıdan gelebilecek tehlikeleri çok yakından biliyoruz. Bu konuda önemli bir tecrübeye sahip olduk. Görevlerimize devam ettiğimiz takdirde daha da fazla faydalı olacağımıza inanıyoruz. Bizler Türkiye genelindeki 30 bin TYP’li olarak evimize ekmeğimizi götürebilmenin peşindeyiz. Bu yüzden de işimizin devamlı olmasını talep ediyoruz. Bu ayın 19’unda sözleşmemiz sona erecek ve bu 30 bin kişinin işsiz kalması anlamına gelecek. Oysa bizlere şu anda pandemi dolayısıyla çalıştığımız kamu kurumlarında da ihtiyaç var’ diye konuştu.
‘Bizler kadrolu olmaktan çok süreklilik istiyoruz’
Ayvalıklı TYP’li özel güvenlikçilerden Rukiye Bozdağ ise, ‘Bizler bu göreve çekilen kura sonrasında geliyoruz. Her yıl bu kuraya girebilme endişesi yaşıyoruz. Birçoğumuzun eşi işsiz. Bu yüzden de ekonomik anlamda hepimiz ihtiyaç sahibi insanlarız. Şu anda tek gelirimiz bu iş. Bu iş sayesinde evlerimize ekmek götürebiliyoruz. Bu yıl pandemi nedeniyle her birimiz okullardan alınarak uygun görülen kamu kurum ve kuruluşları bünyelerinde görevlendirdik. Bizim görev seçme gibi bir lüksümüz asla olmaz. Hepimiz, ne görev verildiyse bu görevi yerine getirdik. Kimimiz korona virüs salgını sürecinde destek gruplarında, kimimiz de Vefa Sosyal olarak hizmet verdi. Ben bu süreçte yeri geldi minicik çocuğumla tıpkı sağlıkçılarımız gibi vedalaştım. Onu öperek ayrıldım. Yeri geldi, sırf aileme mikrop bulaşmasın diye kendimi karantinaya aldım. Biz bu süreçte tıpkı sağlıkçılar gibi büyük bir özveriyle çalıştık. Hepimiz 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın evlerine hizmet götürdük. İlaç ve gıda yardımlarını ulaştırdık. Yeri geldi mesai saatlerimizin 2-3 saat fazlasını karşılıksız olarak harcadık. Bunları anlatmak zorunda kalmak bizleri de çok üzüyor. Bizler kadrolu olmaktan çok süreklilik istiyoruz. Her yıl yapılan o kurada ‘yeniden işimize dönebilecek miyiz’ endişesini yaşamak istemiyoruz’ dedi.
İşsiz kalmak istemiyorlar
En büyük amaçlarının devlete hizmet vermek olduğunun altını çizen Bozdağ, ‘Bizler bu hizmeti vermek isterken, birçoğumuzun da işsiz kalmasını istemiyoruz. Bizim amacımız iyi hizmet edebilmektir. Bugün okullarda öğrencilere uyuşturucu satmak isteyenlere yönelik inanılmaz bir savaş veriyoruz. Bizim istediğimiz tek şey; iş. İşimiz elimizden alınmasın. Kadrolu olmasak da en azından, ‘2 ay sonra yeriniz hazır. Gelin çalışın’ deseler bile biz buna da razıyız. Biz devletimizin en zor döneminde en zor şartlarda yağmur-çamur demeden görev yaptık. Devletimiz de bize biraz olsun özverili davranıp, ön ayak olsun istiyoruz. Bizim bu konudaki çığlığımızı duysunlar istiyoruz’ diye konuştu.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Milli Eğitim Bakanlığında MEB Toplum Yararına Programlar kapsamında çalışan geçici güvenlik görevlileri sürekli iş ya da kalıcı kadro talebinde bulundu. İŞKUR bünyesinde 10 ay süreli çalışan ve sonrasında işsiz kalan personeller için de taşeron yasasının geçerli olmasını isteyen TPY’li güvenlikçiler, korona virüs salgını sürecinde canlarını tehlikeye atarak halk sağlığını koruyabilmek için özverili çalışmalarının ‘işsiz kalmamak’ veya ‘kalıcı kadro’ ile taçlandırılması için meydana indi.
Ayvalık’ta Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan MEB Toplum Yararına Programlar kapsamında çalışan geçici güvenlik görevlileri seslerini duyurabilmek için üzerinde, ‘Ayvalık TYP Güvenlik çalışanları olarak işimizin devamlı olmasını istiyoruz’ yazılı pankartı açtı.
TYP’ye bağlı olarak çalışan güvenlik görevlileri olarak kadroyu kendilerinin de hak ettiğini savunan özel güvenlikçilerden Cem Aksu, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde okullarda görevli olduklarını ancak Covid-19 pandemisi nedeniyle Ayvalık Kaymakamlığı bünyesindeki Vefa Sosyal Destek Grubu’nda faaliyet göstererek vatandaşlar arasındaki sosyal mesafeyi sağlayabilmek ve maskesi olmayanlara da maske dağıtmayı sürdürdüklerini kaydetti.
Halen sözleşmeli personel olarak görev yaptıklarını ifade eden Aksu, ‘Daha önce TYP’li olup da kadroya alınan güvenlikçi arkadaşlarımız vardı. Biz de aynı haktan yararlanmak istiyoruz’ dedi.
‘Yetkililerimizin ülkemiz genelindeki 30 bin TYP’li güvenlik görevlisi olarak sesimizi duymalarını istiyoruz’
TYP’li özel güvenlikçilerden Fatma Sargın da, özel güvenlik olarak okullarda işe başladıklarını, dünyayı ve ülkeyi etkisi altına alan korona virüs pandemisi sürecinde de ilçedeki polis, jandarma ve bekçi gibi güvenlik güçlerine yardımcı olabilmek için konuşlandırıldıklarını hatırlattı.
Salgının en yoğun olduğu ve pik yaptığı dönemlerde yoğun bir çalışma ile korona virüse karşı savaşta görev aldıklarını vurgulayan Sargın, ‘Bizler, bu pandemi sürecindeki hummalı çalışmalarımızın ‘kadro’ ile ödüllendirilmesini arzuluyoruz. Yetkililerimizin ülkemiz genelindeki 30 bin TYP’li güvenlik görevlisi olarak sesimizi duymalarını istiyoruz. Bizler kalıcı olarak çalışmak istiyoruz. Okullardaki öğrenciler bizlere, bizler de onlara ve hatta velilerine çok alışmıştık. Okulların güvenliklerini sağlayabilmek adına dışarıdan gelebilecek tehlikeleri çok yakından biliyoruz. Bu konuda önemli bir tecrübeye sahip olduk. Görevlerimize devam ettiğimiz takdirde daha da fazla faydalı olacağımıza inanıyoruz. Bizler Türkiye genelindeki 30 bin TYP’li olarak evimize ekmeğimizi götürebilmenin peşindeyiz. Bu yüzden de işimizin devamlı olmasını talep ediyoruz. Bu ayın 19’unda sözleşmemiz sona erecek ve bu 30 bin kişinin işsiz kalması anlamına gelecek. Oysa bizlere şu anda pandemi dolayısıyla çalıştığımız kamu kurumlarında da ihtiyaç var’ diye konuştu.
‘Bizler kadrolu olmaktan çok süreklilik istiyoruz’
Ayvalıklı TYP’li özel güvenlikçilerden Rukiye Bozdağ ise, ‘Bizler bu göreve çekilen kura sonrasında geliyoruz. Her yıl bu kuraya girebilme endişesi yaşıyoruz. Birçoğumuzun eşi işsiz. Bu yüzden de ekonomik anlamda hepimiz ihtiyaç sahibi insanlarız. Şu anda tek gelirimiz bu iş. Bu iş sayesinde evlerimize ekmek götürebiliyoruz. Bu yıl pandemi nedeniyle her birimiz okullardan alınarak uygun görülen kamu kurum ve kuruluşları bünyelerinde görevlendirdik. Bizim görev seçme gibi bir lüksümüz asla olmaz. Hepimiz, ne görev verildiyse bu görevi yerine getirdik. Kimimiz korona virüs salgını sürecinde destek gruplarında, kimimiz de Vefa Sosyal olarak hizmet verdi. Ben bu süreçte yeri geldi minicik çocuğumla tıpkı sağlıkçılarımız gibi vedalaştım. Onu öperek ayrıldım. Yeri geldi, sırf aileme mikrop bulaşmasın diye kendimi karantinaya aldım. Biz bu süreçte tıpkı sağlıkçılar gibi büyük bir özveriyle çalıştık. Hepimiz 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın evlerine hizmet götürdük. İlaç ve gıda yardımlarını ulaştırdık. Yeri geldi mesai saatlerimizin 2-3 saat fazlasını karşılıksız olarak harcadık. Bunları anlatmak zorunda kalmak bizleri de çok üzüyor. Bizler kadrolu olmaktan çok süreklilik istiyoruz. Her yıl yapılan o kurada ‘yeniden işimize dönebilecek miyiz’ endişesini yaşamak istemiyoruz’ dedi.
İşsiz kalmak istemiyorlar
En büyük amaçlarının devlete hizmet vermek olduğunun altını çizen Bozdağ, ‘Bizler bu hizmeti vermek isterken, birçoğumuzun da işsiz kalmasını istemiyoruz. Bizim amacımız iyi hizmet edebilmektir. Bugün okullarda öğrencilere uyuşturucu satmak isteyenlere yönelik inanılmaz bir savaş veriyoruz. Bizim istediğimiz tek şey; iş. İşimiz elimizden alınmasın. Kadrolu olmasak da en azından, ‘2 ay sonra yeriniz hazır. Gelin çalışın’ deseler bile biz buna da razıyız. Biz devletimizin en zor döneminde en zor şartlarda yağmur-çamur demeden görev yaptık. Devletimiz de bize biraz olsun özverili davranıp, ön ayak olsun istiyoruz. Bizim bu konudaki çığlığımızı duysunlar istiyoruz’ diye konuştu.