İnsanın yaşadığı acılar, sıkıntılar, dertler bazen katlanılmayacak bir hal alıyor. Çok üzülüyoruz, çok ağlıyoruz ama gram akıllanmıyoruz. Ki bunun aksine hala iyi niyetimizi suistimal eden insanlarla hayatımızı paylaşmaya devam ediyoruz. Peki nereye kadar?

Bunun bize zararı olabilir mi peki hiç düşündünüz mü? Elbet de olabilir! Yolun sonunda belki de çektiğimiz acılardan dolayı iyi niyetimizi kaybedebiliriz. Eğer böyle bir şey olursa da yolun sonunda acısı fena çıkar.

Canı yanan bir insanın ne yapacağını hiç bir zaman kestiremezsiniz. Ya kendince köşeye çekilip sessizce dindirmeye çalışır acısını, ya da aynı şekilde karşılık verir karşısındakine. Acılar, yaşanılan kötü anılar hiç bir zaman unutulmaz. Sadece insan bunu içine gömerek, bir şeyleri görmezden gelerek yaşamaya devam eder. En önemlisi de insanları affederek yaşamaya devam eder!

Ne oluyor affediyoruz da? Zaten tüm kafamızdaki soruların cevapları da affetmek. Hani neden üzülüyoruz diye soruyorsunuz ya kendinize, affettiğiniz için üzülüyorsunuz. Çok defa affediyoruz ama bir kere olsun affediliyor muyuz? Bizler insanlar kırılmasın aramız bozulmasın diye düşünürken, ufacık bir hatamızda bizleri silip atanlar var. Aslında bizim de en büyük hatamız affetmek!

Bu hayatta bazı şeyleri affetmemeyi öğrenmemiz gerekli! Birine hayır demeyi, yeri geldiğinde kalp kırmayı öğrenmeliyiz. Çünkü kimsenin hayatı seninkinden değerli değil. Herkes kendine göre özeldir. Sen affettikçe insanlar aynı hataları yeniden yapmaya devam edecek. Sonunda üzülen sen olacaksan eğer, o insanlar için affedip de onlara yol açma.

Şunu aklından sakın çıkarma! Sen özel birisin, affetmeyi bilirsin. Ama kimse af nedir bilmez!