Dünyada ilk ve tek çocuk bayramına sahip bir ülke olarak öğünerek ve coşkuyla kutlama yaparken, çocuklarımızı kaymakam koltuğundan tutun cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar oturturken bir haber bütün moralimizi aldı götürdü. 5 yaşındaki bir çocuğa cinsel tacizde bulunuldu ve zavallı çocuk yoğun bakımda hayatını kaybetti.
Bu kaçıncı taciz, bu kaçıncı ölüm. Gün geçmiyor ki; üzücü, benzer bir olay olmasın. Çocuklara ve kadınlara yönelik taciz ve şiddet olaylarına bu kadar sık rastlanması ihmal edilecek durum değildir. Toplum olarak artık yeter diyoruz. Bundan böyle bir olaya daha sabrımız yoktur.
Biran önce gerekli araştırmalar yapılmalı taciz ve şiddetin nedenleri bütün gerçekliğiyle ortaya konmalıdır. Bu insan müsvettelerinin; niçin böyle bir yola girdikleri; sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim, psikolojik vb. açılardan incelenmelidir. Çıkan sonuçlara göre de gerekli önlemler alınmalıdır. Toplum da bu konularla ilgili bilgilendirilmelidir.
Bu olayların bir de hukuki boyutu var. Kamu vicdanını çok rahatsız eden cezalar; caydırmak yerine teşvik edici gibi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesine göre: “Bir kimseyi cinsel amaçlı taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Denmektedir.
Böyle bir ceza bana göre çok yetersizdir. Bir çocuğun veya kadının hayatını karartan, ölümlere sebep olan, yaşadıkları sürece mutsuz eden, onarılamayacak izler bırakan tacize karşı en ağırı üç yıl ceza. Sizce yeterli mi?
Her kesimin rahatsız olduğu bu durum, derhal kanuni düzenleme ile hükümet tarafından, düzeltilmelidir. Mecliste her partiden de destek alacaktır. Yaşadığımız sorunları çözmekle görevli hükümet ve meclis yarından tezi yok çalışmalara başlamalıdır. Artık yeter…
Dünyada ilk ve tek çocuk bayramına sahip bir ülke olarak öğünerek ve coşkuyla kutlama yaparken, çocuklarımızı kaymakam koltuğundan tutun cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar oturturken bir haber bütün moralimizi aldı götürdü. 5 yaşındaki bir çocuğa cinsel tacizde bulunuldu ve zavallı çocuk yoğun bakımda hayatını kaybetti.
Bu kaçıncı taciz, bu kaçıncı ölüm. Gün geçmiyor ki; üzücü, benzer bir olay olmasın. Çocuklara ve kadınlara yönelik taciz ve şiddet olaylarına bu kadar sık rastlanması ihmal edilecek durum değildir. Toplum olarak artık yeter diyoruz. Bundan böyle bir olaya daha sabrımız yoktur.
Biran önce gerekli araştırmalar yapılmalı taciz ve şiddetin nedenleri bütün gerçekliğiyle ortaya konmalıdır. Bu insan müsvettelerinin; niçin böyle bir yola girdikleri; sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim, psikolojik vb. açılardan incelenmelidir. Çıkan sonuçlara göre de gerekli önlemler alınmalıdır. Toplum da bu konularla ilgili bilgilendirilmelidir.
Bu olayların bir de hukuki boyutu var. Kamu vicdanını çok rahatsız eden cezalar; caydırmak yerine teşvik edici gibi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesine göre: “Bir kimseyi cinsel amaçlı taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Denmektedir.
Böyle bir ceza bana göre çok yetersizdir. Bir çocuğun veya kadının hayatını karartan, ölümlere sebep olan, yaşadıkları sürece mutsuz eden, onarılamayacak izler bırakan tacize karşı en ağırı üç yıl ceza. Sizce yeterli mi?
Her kesimin rahatsız olduğu bu durum, derhal kanuni düzenleme ile hükümet tarafından, düzeltilmelidir. Mecliste her partiden de destek alacaktır. Yaşadığımız sorunları çözmekle görevli hükümet ve meclis yarından tezi yok çalışmalara başlamalıdır. Artık yeter…
YORUMLAR