Hayatın bizi, düşüncelerimizi, karakterimizi farklı yerlere sürüklediğinin farkında mısınız? Sanki benliğimizi kaybetmiş, kendimize yeni kişilik arıyor gibiyiz. Çünkü yaşanan onca kötü şeyden bıkmış bir çıkar yol bulma çabasındayız. Farzedelim ki bulduk. İyi mi olacak sonrası?
İnsanlara kötü davranarak, insanlara yapmacıktan gülerek, içimde öfke ve nefret besleyerek yaşamak istemiyorum ben. Şimdi bu devirde tek bilinen bu. Herkes kötü karakteri oynuyor. Ve herkes başrolde kendine göre. Kötü olmak bir erdem midir? Kötü olanlar mı kazanır genellikle? Neden iyi insanlar bu kuralı yıkamıyor?
Önceden sabah olsun akşam olsun rahatlıkla sokakta gezebilirken, şimdi herhangi bir insanın yanından geçerken tedirginlikle geçiyoruz. Zamanında çocukları akşam ezanına kadar dışarıda gözümüz arkada kalmadan bırakırken, şimdi sokak yüzü göstermiyoruz!! Sevgiyi, saygıyı en önemlisi de güveni yok saymış insan olma yoluna mı gidiyoruz yoksa?
İyi niyeti suistimal etmek, dil, din ayrımı yapmak hangi iyi insana yakışır? Eğer rahat bir şekilde yaşamamız için bu şekilde bir insan olmak gerekiyorsa ben olmak istemiyorum. İnsanlar birbirinin arkasından kuyu kazıyor. Daha dün yüzüne gülüyordu oysa. Bu hale getiren ne hiç sordunuz mu kendinize?
Bir insan gelip bize hayalinden bahsedince ne çok seviyoruz o hayalin içine etmeyi! Çünkü biz yapamıyoruz ya kıskaçlık başlıypr burada da. Ne olur sankiş her insan için kendimiz için ne düşünüyorsak onu düşünsek. Hep iyiyi çağırsak…
Çevremizde artık iyi insanları göremediğimizin farkında mısınız? Neden biliyor musunuz? Kendilerini saklıyorlar. Duygularını (sevgisini, aşkını, acısını, özlemini, hüznünü, mutluluğunu,kederini, öfkesini…) bilinç altında ruhunda bastırarak göstermiyorlar. Çünkü artık bunu görebilecek insan dahi kalmadı ne yazık ki…
Tüm yukarıda saydıklarım yolunda ilerliyorsak eğer ben o insan olmak istemiyorum. He eğer ki bu saydıklarım tam tersi şekilde işlemeye başlar işte o zaman ben o insan oldum gitti…!
Hayatın bizi, düşüncelerimizi, karakterimizi farklı yerlere sürüklediğinin farkında mısınız? Sanki benliğimizi kaybetmiş, kendimize yeni kişilik arıyor gibiyiz. Çünkü yaşanan onca kötü şeyden bıkmış bir çıkar yol bulma çabasındayız. Farzedelim ki bulduk. İyi mi olacak sonrası?
İnsanlara kötü davranarak, insanlara yapmacıktan gülerek, içimde öfke ve nefret besleyerek yaşamak istemiyorum ben. Şimdi bu devirde tek bilinen bu. Herkes kötü karakteri oynuyor. Ve herkes başrolde kendine göre. Kötü olmak bir erdem midir? Kötü olanlar mı kazanır genellikle? Neden iyi insanlar bu kuralı yıkamıyor?
Önceden sabah olsun akşam olsun rahatlıkla sokakta gezebilirken, şimdi herhangi bir insanın yanından geçerken tedirginlikle geçiyoruz. Zamanında çocukları akşam ezanına kadar dışarıda gözümüz arkada kalmadan bırakırken, şimdi sokak yüzü göstermiyoruz!! Sevgiyi, saygıyı en önemlisi de güveni yok saymış insan olma yoluna mı gidiyoruz yoksa?
İyi niyeti suistimal etmek, dil, din ayrımı yapmak hangi iyi insana yakışır? Eğer rahat bir şekilde yaşamamız için bu şekilde bir insan olmak gerekiyorsa ben olmak istemiyorum. İnsanlar birbirinin arkasından kuyu kazıyor. Daha dün yüzüne gülüyordu oysa. Bu hale getiren ne hiç sordunuz mu kendinize?
Bir insan gelip bize hayalinden bahsedince ne çok seviyoruz o hayalin içine etmeyi! Çünkü biz yapamıyoruz ya kıskaçlık başlıypr burada da. Ne olur sankiş her insan için kendimiz için ne düşünüyorsak onu düşünsek. Hep iyiyi çağırsak…
Çevremizde artık iyi insanları göremediğimizin farkında mısınız? Neden biliyor musunuz? Kendilerini saklıyorlar. Duygularını (sevgisini, aşkını, acısını, özlemini, hüznünü, mutluluğunu,kederini, öfkesini…) bilinç altında ruhunda bastırarak göstermiyorlar. Çünkü artık bunu görebilecek insan dahi kalmadı ne yazık ki…
Tüm yukarıda saydıklarım yolunda ilerliyorsak eğer ben o insan olmak istemiyorum. He eğer ki bu saydıklarım tam tersi şekilde işlemeye başlar işte o zaman ben o insan oldum gitti…!
YORUMLAR