Bazı şeylere gereğinden fazla anlam yüklüyoruz toplumca. 31 Mart seçimleri sonuçlanalı neredeyse 3 ay oluyor. Bütün hesaplarını seçim sonrası için yapan birçok iş insanı ve vatandaş hala beklemede. Neyi bekliyor derseniz. Malum İstanbul seçimini.

İstanbul’da seçim sonuçlarına yapılan itirazlar sonucu tekrar seçim kararı alındı malumunuz. 23 Haziran’da tekrar seçim yapılacak. Yaklaşık 15 milyon insanımızın yaşadığı en büyük şehrimizin belediye başkanı elbette önemli. Ancak herkesin işini gücünü bırakıp bu seçime odaklanması nedir? Devleti adeta kilitlemek nedir?

Günlerdir iki adayın televizyon programında tartışacağı konusu meşgul etti kamuoyunu. Daha sonra hangi kanalda yapılacak, soruları kim soracak, hangi sorular sorulacak cak cak cak … Sonra programda kim üstünlük sağladı konusu tartışmaya açıldı. Velhasıl aylardır isminin önünde ünvanlar taşıyan birçok insan konuştu da konuştu.

Sadece bunlarla kalsa, iyi. Birçok milletvekili, diğer şehirlerden; eski ve yeni belediye başkanları, memur, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, siyasetçiler işi gücü bırakıp İstanbul’a koştu. İstanbul’da yaşayan hemşehrilerini ikna edip kendi destekledikleri adaya oy istediler. Sosyal medyada; ülkemizin diğer yerlerinde yaşayanlar mesajlar yazarak Binali Bey ya da Ekrem Bey’e oy istediler. O kadar abartıldı ki; bu seçimin kaybedilmesi halinde ülke ya batacak ya çıkacak yorumları bile oldu.

Sevgili dostlar, ne oluyoruz yahu. Alt tarafı bir belediye başkanı seçiyoruz. Başkan sizin partinizden olmazsa dünyanın sonu değil. Bırakın bu dramatik düşünceleri. Binlerce yıllık devlet geleneği olan bir millet ve devleti bir belediye başkanı ile yerlebir olmaz. Korkmayın ve abartmayın lütfen!

Ayrıca yapılan bu çalışmalar İstanbulluya da bir hakaret. Yani verilen mesaj şu: Ey İstanbullu seni şu aday iyi yönetir. Bak ben taa nerden geldim. Senin göremediğin şeyleri görüyorum, bilemediğin şeyleri daha iyi biliyorum, bizim aday daha iyi yönetir. Sen ona oy ver.

Arkadaşlar; İstanbul’da yaşayanlar karar verecek kendilerini kimin yöneteceğine. Bırakın anlatsınlar projelerini, yapacaklarını. Vatandaşta tercihini yapsın. Ne işi var bilmem ne belediye başkanının İstanbul’da. Sen git kendi şehrine bak. Oy aldığın insanların sorunlarıyla uğraş kardeşim.

Bak; para piyasaları, altın, döviz, faiz hepsi alınacak kararları bekliyor. Belediyelerde ekonomik darlık nedeniyle birçok hizmetin aksayacağı söyleniyor. Kaynak oluştur. Kısacası herkes kendi işine baksın, dağılın kardeşim… Sağlıcakla kalın.