Güzellik neye göre kime göre? Göreceli haliylen. Mesala Ak Parti’li belediyelerin türlü türlü organizasyonlarından dünya kadar para kaldırırken, oynadığı dizede haftada en az 50 bin lira cukka ederken bi anlık heves için sosyal medyada  “#herseyguzelolacak” tweetleri atanlara göre hayat güzel tabi. Gezi parkı eylemlerindeki “Mesele sadece ağaç değil hala anlamadınız mı” söylemleri gibi  23 Haziran birileri için de sadece Belediye Başkanlığı Seçimleri olmaktan çıkmış. Bu sanatçılara baktığımızda eğer İstanbul 23 Haziran’dan sonra CHP’li Ekrem İmamoğlu tarafından yönetilirse daha kabarık faturalarla mı organizasyon alacaklar? Dolar 3 liraya mı inecek? Asgari ücret 5000 lira mı olacak? İstanbul’da ulaşım ücretsiz mi olacak? Trafik sorunu mu bitecek? Herşey nasıl çok güzel olacak? Bu sanatçılar bu işin neresinde.

 

Türk sineması oyuncularından Nuri Alço’nunda dediği gibi “7 yıldır başrol oynadığınız dizilerde haftada 80 bin lira alırken, konserlerden bir gecede 100 bin lira kazanırken, villanızın havuzunda buzlu badem keyfi yaparken her şey çok daha güzel değil miydi?”

Yediniz yediniz doymadınız desek abes olmaz herhalde.

Sanatçıların çok u umrunda sanki İstanbul’u kimin yönettiği. Onlar Türkiye’nin her yerinden para kazanıp yatırımı yurt dışına yaparken, dolar yükseldikçe hesapları artıyor diye sevinirken, İstanbul’u kim yönetmiş hangisinin umrunda olur. Bugün İmamoğlu’na çağın Atatürk’ü diyenler İstanbul’u Binali Yıldırım kazanırsa Erdoğan’a yine “Asrın Lideri” derler. Çünkü hayat onlara hep güzel…

Neyse Ramazan mübarek günü gıybetle vakit harcamaya gerek yok.

Gelelim asıl meseleye. Yani meselemiz olması gereken konuya. Ramazan ayında fakir fukara için toplanan yardımlar milyarlık kulüpler için toplanıyor artık. Enerjimizi, varımızı, yoğumuzu bir türlü İslam uğruna harcayamadığımız, yaşam gayemizi unuttuğumuz için Ramazan ı tam anlamayla idrak etmekten uzağız. Yardımlaşmada cimriyiz. Ne yazık ki gasp çoğaldı, tatminsizlik herkesi esir aldı. Doyumsuzluk içindeyiz. Her bir tarafımız sonsuz nimetle donatılmışken, her daim daha fazlasının hatta en büyük olanın peşindeyiz. Halbu ki Ramazan ayı yardımlaşmaya en güzel davettir. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazan’ı idrak edebilmenin en güzel yolu oruç tutmaktır. Oruç sayesinde zengin, açlıkla imtihanıyla beraber fakirin halinden anlar.

Zekat İslam’ın şartıdır. Sadaka ise onun ziynetidir. Biri malın bereketine diğeri belanın def’ine vesiledir.

 

Zaman zaman kimileri ben fakir bulamıyorum ki bir sadaka vereyim der. Herkesi zengin görmekle beraber yardım elini uzatmak istemeyenler var. Oysa herkes bir muhtaç bulabilir.

 

Dicle kenarında kayıp olan bir hayvandan kendini sorumlu tutan Hz. Ömer yardımlaşmanın en güzel telkinine örnektir. Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen Peygamberimize layık ümmet olabilmek duasıyla.

 

Hayırlı Ramazanlar…