Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Hatice Kübra Derya

HİÇ KİMSE HUKUKUN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR

Türkiye siyasi tarihinin önemli kırılma anlarından birine tanıklık ediyoruz. Ekrem İmamoğlu ve yakın ekibine yönelik suçlamalar, CHP içinden gelen ihbarlar ve yolsuzluk iddialarıyla şekilleniyor. Bu süreç, yalnızca bir kişinin ya da birkaç kişinin değil, koca bir siyasi hareketin kaderini belirleyebilecek kadar önemli.

Ancak burada kritik olan nokta şu: Bu operasyon CHP’ye mi çekiliyor, yoksa CHP içinde bir temizlik hareketi mi başlıyor?

Son yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi içinde ciddi rahatsızlıklar olduğu herkesin malumu. CHP’nin kendi içinden gelen isimler, parti içindeki yolsuzluk, rant, usulsüzlük ve hatta terör örgütleriyle ilişkilere dair suçları ortaya döküyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan ihalelerden usulsüz diploma meselesine, terör örgütleriyle mali ilişkilerden kara para aklamaya kadar uzanan suçlamalar, CHP’yi bir yol ayrımına getirdi.

CHP Neden Seçim Takvimi Olmadan İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Adayı Yapmaya Çalışıyor?

Ortada bir seçim takvimi bile yokken, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak sunulmaya çalışılması sorgulanmalıdır. CHP içindeki derin yapılar, İmamoğlu’nu koruma çabasına mı girişti, yoksa CHP içinde daha büyük bir iç hesaplaşmanın zemini mi hazırlanıyor? Bu soruların cevabını CHP’li seçmenin de araması gerekir. CHP’nin en büyük hatalarından biri, halkı kendi iç hesaplaşmalarına malzeme yapmasıdır. CHP’ye gönül veren herkes, birilerinin şahsi çıkarları uğruna kullanılmaktan kaçınmalıdır. Çünkü bu süreç, CHP’nin geleceğini belirleyecek kırılma noktalarından biridir.

CHP, sokağa çıkma çağrıları yapıyor, halkı galeyana getirmeye çalışıyor. Oysa, bugüne kadar sokakları karıştıran hiçbir hareket, halkın menfaatine olmamıştır. Üstelik 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimini püskürten halka, evlerinde durmaları için çağrı yapanlar bugün yolsuzluk, hırsızlık ve terör örgütü ile ilgili işbirliğine yapılan operasyona karşı milleti sokağa çağırıyor. CHP’lileri sokağa çağıran sosyal medya hesaplarının da çoğu FETÖ’ye ait olduğu çıkıyor.  Hak adalet ve siyasetle aranır. Alnı ak olan polise taş atmaz. Birileri sayemizde et yediniz deyip, size 40 TL’ye Kent Lokantası’nda yemek verip, 560 milyonu cebe indirdiyse bırakın adalet yerini bulsun. CHP’ye gönül verenlerin yapması gereken, sükûnetle adaletin tecellisini beklemek, delillerin ortaya çıkmasını görmek ve hukukun gereğini yapmasına fırsat vermektir.

Unutmayalım ki, kimse hukukun üstünde değildir. Eğer Ekrem İmamoğlu ve ekibi gerçekten masumsa, bunu ispat edecek olan yine hukuk olacaktır. Ancak suçlu bulunurlarsa, CHP’li seçmenin bu yükü taşımak zorunda olmadığını, asıl yükü sırtında taşıyanın bizzat CHP olduğunu görmesi gerekir.

CHP, bugün bir tercih yapmak zorunda: Ya içindeki kirli yapıları temizleyip gerçek bir halk partisi olacak ya da halkın gözünde meşruiyetini kaybederek, çürümeye mahkûm olacak.

CHP’li seçmene düşen sorumluluk, bu süreçte manipülasyonlara kapılmadan, sükûnetle olan biteni takip etmektir. Unutulmamalıdır ki, adaletin tecelli etmesi en çok CHP’yi temizleyecek, CHP’ye gönül veren insanları rahatlatacaktır.

Adalet hepimizin güvencesidir. Sabredin, bekleyin ve gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayın. Çünkü günün sonunda kazanan yine halk olacaktır.

Unutulmamalıdır ki;

CHP’deki şaibeli kurultay için dava açan CHP’li,

Para kulelerinin görüntülerini servis edenler CHP’li,

İBB’deki yolsuzlukları ihbar ve itiraf edenler CHP’li,

Ekrem İmamoğlu’nun sahte diplomasını şikayet eden ve iptal olmasına sebep olan eski CHP’Lİ yeni Memleket Parti’li ,

Terör Örgütü ile İlişki kurduğunu ve para aktardığını söyleyen CHP’li,

560 Milyonluk vurgunu ihbar eden CHP’liler,

Cumhuriyet Başsavcısının kapısında itirafçı olmak için sıraya girenler yine CHP’liler.

Peki öyleyse sokak çağrısı neden?

PKK’ya aktarılan milyonlara kefil misiniz?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde oluşturulan rant çarkına kefil misiniz?

İstanbul’un kaynaklarının hortumlanmasına kefil misiniz?

Deprem kuşağında olan İstanbul’un parasının kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşümüne kefil misiniz?

Gözler önüne serilen rüşveti görmenize ve bilmenize rağmen İBB’de milyarlarca liralık para kulelerine ve körü körüne bu sisteme kefil misiniz?

Ortaya çıkan yolsuzluk belgelerine kefil misiniz?

Kamu kaynaklarının usulsüz kullanılmasına kefil misiniz?

Her şeye rağmen biz onu Cumhurbaşkanı yapacağız mı diyeceksiniz?

CHP Kendi İçindeki Çürükleri Temizliyor

CHP’nin içinden gelen bu itiraflar, aslında yıllardır kamuoyunda konuşulan ancak bir türlü kanıtlanamayan kirli ilişkilerin gün yüzüne çıkmasını sağlıyor.

Şimdi asıl sorulması gereken soru: 560 Milyar Eski Parayla 560 Katrilyon Nerede?

Hırsızlığı, yolsuzluğu, devletin mülkiyetini peşkeş çekmeyi, milletin parasını çalmayı savunacak var mı?

Bugün CHP içinde gerçekten dürüst, halk için siyaset yapan isimler varsa, bu süreci bir fırsat olarak görmelidirler. Yolsuzluğa, rantçılığa, siyasi projelere alet olanlarla yollarını ayırarak partilerini yeniden inşa edebilirler. Bu bir temiz eller operasyonu olabilir ve günün sonunda kazanan, CHP’nin içindeki gerçek CHP’liler olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti’dir. CHP’nin halka yaptığı en büyük kötülük, kendi suçlarını örtmek için vatandaşı devletine karşı güvensiz hale getirmiştir. Yıllarca AK Parti’ye oy veren insanları, makarnacı, bidon kafalı, koyun diye aşağılayanlar kendi seçmenlerine aynı şeyi reva görmüşlerdir.

Adalet hepimiz için güvence, hukuk devleti hepimiz için teminattır. O yüzden adaletin tecellisini sabırla bekleyelim ve unutmayalım:

Kimse hukukun üstünde değildir!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER