2019-2020 Eğitim Öğretim yılı bu hafta itibariyle başladı. Öncelikle herkese başarılı bir yıl olur inşallah. İlk hafta öğretmenler, veliler ve öğrenciler için oldukça telaşlı olur. Sistem oturuncaya kadar koşuşturma yaşanır. Özellikle çalışan veliler yeni duruma alışmakta zorlanırlar.

 

Nasıl zorlanmasınlar? Çocuk; okula bırakılacak, ders bitimi okuldan alınacak, evde kim bakacak, beslenme, bakıcı, etüt, özel okul, kıyafet, defter, kitap, vs. derken kaçan uykular, gerilen sinirler…

 

Bütün bu seçenekler manevi olarak yıprattığı gibi maddi olarak ta zorlamaktadır. Okul çağı gelmiş bir çocuğunuz varsa yıllık maliyeti asgari 10 bin liradır. Bu da asgari ücretli bir çalışanın beş aylık ücretine karşılık gelir ki tek çocuksa.

Balıkesir şartlarında en düşük fiyatları baz alırsak; etüt gibi çalışan kurslar yıllık 6000 lira, özel okullar yıllık 20 000 lira, en kısa mesafe servis aylık 150 lira, bakıcı aylık 1000 lira.

 

Bu rakamlara göre en akılcı ve maliyeti en düşük seçenek kurs merkezleri gözüküyor ki onunda maliyeti; servis, harçlık, kırtasiye derken 10 000 lirayı buluyor. Asgari ücretle çalışan aileler için gerçekten altından kalkılması zor.

 

Milli Eğitim Bakanlığı şimdilik bu durumu özel sektöre paslamış durumda. Her geçen gün devlet okulları itibar kaybına uğruyor adeta. Özel okullar olduğundan daha fazla başarılı gibi gösterilerek, insanımız oraya doğru yönlendiriliyor. Sınıf atlamanın eğitimle olacağını gören insanımız da çaresiz, varını yoğunu eğitim için aktarıyor.

 

Aslında devlet vatandaştaki bu potansiyeli kendisinin kullanabileceği bir çözüme yönelse kaynak sorununu aşabilir. Cumhuriyetimizin değerlerini benimsemiş, aldığı eğitimle fark yaratan bireyler, kaliteli eğitim kurumlarında yetiştirilir. Hangar bozuntusu, apartman altı, denetlenemeyen, hangi dünya görüşüne sahip oldukları bilinemeyen okullarla bu iş olmaz!

 

“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

 

Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde böyle diyor. Tarihe bakarsak; devlet eliyle yapılmayan eğitimin nerelere evrildiğinin örnekleriyle dolu. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun gerekçelerine bakın, 15 Temmuzu hazırlayan zemine bakın.

 

Atatürk’ün eğitimle ilgili düşüncelerini özümseyen, çağdaş ve milli bir eğitim sistemi ile bu milletin neleri başarabileceğini hayal edin.

 

Bundan kim korkar?

 

İşte onların etkisinde kalmadan, kendi öz değerlerimize uygun bir eğitim sistemi kurmayı başarabiliriz. Sağlıcakla.