Milli Eğitim Bakan’ı son günlerde, öğretmeler için hazırlattığı son moda önlüklerle gündemde. Sorunları öğretmenlere önlük giydirerek çözeceği iddiasında. Allah kolaylık versin. Oysa eğitimin temel konuları orta yerde duruyor. Bunlardan bir tanesi de yabancı dil daha doğrusu İngilizce öğretimi.
Yıllardır eğitim camiasında bulunmuş biri olarak belirtmek zorundayım ki, İngilizce öğretimi fiyasko. Bunu hepimiz anlıyoruz. Çünkü, devlet okullarından mezun olmuş ve İngilizce öğrenmiş bir kişi bile görmedik etrafımızda. Sizin var mı bilmiyorum. Ama varsa da istisnadır.
Bunu bakanlıkta biliyor ki, İngilizce başlama yaşını önce 4. Sınıf sonra 2. Sınıf seviyesine indirdi. Peki ne oldu? Başarı geldi mi? Çocuklarımız şakır şakır İngilizce konuşmaya mı başladı?
İngilizce başlama yaşını öne çekerek bunu çözemezsiniz. Kendi dilini öğrenmemiş bir çocuğa, yabancı dil öğretmek ne kadar pedagojik, tartışmalı. Rahmetli Prof. Oktay Sinanoğlu ömrünü verdi bu meseleyi anlatmak için. Bazı zihniyetler nerdeyse eğitim dilini İngilizce yapacaklar.
“Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider. Anadolu, böyle yok olmuş kavimlerin binlerce yıl sonra kazılarda bulunan çanak çömlek kalıntıları ile doludur.” Diyor Prof. Sinanoğlu. Bizim öncelikle Türkçe eğitimine önem vermemiz gerekiyor. Çocuklarımıza kendi dilinde hayal kurmayı, kendini ifade etmeyi öğretmemiz lazım.
Şu anda yapılan ne biliyor musunuz? Kendi dilimizin ve değerlerimizin değersiz olduğunu çocuğumuza aşılamak. O zaman çocuklarımız kimliklerini, benliklerini nasıl oluşturacaklar? Nasıl kendi milletine aidiyet duygularını geliştirecekler?
Yanlış anlaşılmasın. İngilizce tabii ki öğrenilecek. Ama bu zihniyetle değil. Yabancı dil bir araçtır. Dünyayı takip için, iletişim için mühendislerin, yöneticilerin, öğretmenlerin yabancı dilden faydalanmaları gerekli. Ama öncelikle kendi dilini çok daha iyi bilmeli.
Eğer biz aynı öğretmen, materyal ve aynı yöntemlerle devam edeceksek sonuç belli. Yıllardı göz göre göre başarısız olmuş bir anlayışla devam etmek akıl karı değil. O halde yeni bir anlayış getirerek İngilizce öğretimini kökten değiştirmek şart. Önlükle uğraşacağına buna kafa yorun biraz. Benim konu ile ilgili teklifim şu: İngilizce öğretim kampüsleri kurulmalı. Okul dışında, tatillerde ya da üniversite eğitiminin son yılında öğrenciler buralarda sadece İngilizceye yoğunlaşarak bu işi halletmeli
ISPANAK
Bu haftanın en ilgi çekici haberi ıspanak zehirlenmesi. Islanmaktan bile zehirlenmeyi başaran bir toplum vallahi traji komik. Kusura bakmayın ama bunu yabani ota bağlamak daha komik. 190 kişi zehirlenmiş. Bunca yıldır zehirlemeyen otlar şimdi ne oldu da zehirledi. Yeni bir ot türümü bu. İlk defa mı ıspanağa karıştı acaba?
Yapılan haberler büyük zararı çiftçiye verdi. Yazık.
Ancak gıda güvenliği meselesini hatırlatması ve gündeme taşıması hayırlı olur inşallah. Çünkü devletimizin konu ile ilgili birimlerinin çok daha fazla ve dikkatli çalışması gerektiği ortaya çıktı. Tohum, gübre ve zirai ilaç temininin önemini anlamamıza katkı sağladı diye düşünüyorum.
Unutmayalım, gıda güvenliği beka meselemizdir.
Sağlıcakla…
Milli Eğitim Bakan’ı son günlerde, öğretmeler için hazırlattığı son moda önlüklerle gündemde. Sorunları öğretmenlere önlük giydirerek çözeceği iddiasında. Allah kolaylık versin. Oysa eğitimin temel konuları orta yerde duruyor. Bunlardan bir tanesi de yabancı dil daha doğrusu İngilizce öğretimi.
Yıllardır eğitim camiasında bulunmuş biri olarak belirtmek zorundayım ki, İngilizce öğretimi fiyasko. Bunu hepimiz anlıyoruz. Çünkü, devlet okullarından mezun olmuş ve İngilizce öğrenmiş bir kişi bile görmedik etrafımızda. Sizin var mı bilmiyorum. Ama varsa da istisnadır.
Bunu bakanlıkta biliyor ki, İngilizce başlama yaşını önce 4. Sınıf sonra 2. Sınıf seviyesine indirdi. Peki ne oldu? Başarı geldi mi? Çocuklarımız şakır şakır İngilizce konuşmaya mı başladı?
İngilizce başlama yaşını öne çekerek bunu çözemezsiniz. Kendi dilini öğrenmemiş bir çocuğa, yabancı dil öğretmek ne kadar pedagojik, tartışmalı. Rahmetli Prof. Oktay Sinanoğlu ömrünü verdi bu meseleyi anlatmak için. Bazı zihniyetler nerdeyse eğitim dilini İngilizce yapacaklar.
“Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider. Anadolu, böyle yok olmuş kavimlerin binlerce yıl sonra kazılarda bulunan çanak çömlek kalıntıları ile doludur.” Diyor Prof. Sinanoğlu. Bizim öncelikle Türkçe eğitimine önem vermemiz gerekiyor. Çocuklarımıza kendi dilinde hayal kurmayı, kendini ifade etmeyi öğretmemiz lazım.
Şu anda yapılan ne biliyor musunuz? Kendi dilimizin ve değerlerimizin değersiz olduğunu çocuğumuza aşılamak. O zaman çocuklarımız kimliklerini, benliklerini nasıl oluşturacaklar? Nasıl kendi milletine aidiyet duygularını geliştirecekler?
Yanlış anlaşılmasın. İngilizce tabii ki öğrenilecek. Ama bu zihniyetle değil. Yabancı dil bir araçtır. Dünyayı takip için, iletişim için mühendislerin, yöneticilerin, öğretmenlerin yabancı dilden faydalanmaları gerekli. Ama öncelikle kendi dilini çok daha iyi bilmeli.
Eğer biz aynı öğretmen, materyal ve aynı yöntemlerle devam edeceksek sonuç belli. Yıllardı göz göre göre başarısız olmuş bir anlayışla devam etmek akıl karı değil. O halde yeni bir anlayış getirerek İngilizce öğretimini kökten değiştirmek şart. Önlükle uğraşacağına buna kafa yorun biraz. Benim konu ile ilgili teklifim şu: İngilizce öğretim kampüsleri kurulmalı. Okul dışında, tatillerde ya da üniversite eğitiminin son yılında öğrenciler buralarda sadece İngilizceye yoğunlaşarak bu işi halletmeli
ISPANAK
Bu haftanın en ilgi çekici haberi ıspanak zehirlenmesi. Islanmaktan bile zehirlenmeyi başaran bir toplum vallahi traji komik. Kusura bakmayın ama bunu yabani ota bağlamak daha komik. 190 kişi zehirlenmiş. Bunca yıldır zehirlemeyen otlar şimdi ne oldu da zehirledi. Yeni bir ot türümü bu. İlk defa mı ıspanağa karıştı acaba?
Yapılan haberler büyük zararı çiftçiye verdi. Yazık.
Ancak gıda güvenliği meselesini hatırlatması ve gündeme taşıması hayırlı olur inşallah. Çünkü devletimizin konu ile ilgili birimlerinin çok daha fazla ve dikkatli çalışması gerektiği ortaya çıktı. Tohum, gübre ve zirai ilaç temininin önemini anlamamıza katkı sağladı diye düşünüyorum.
Unutmayalım, gıda güvenliği beka meselemizdir.
Sağlıcakla…
YORUMLAR