Bildiğimiz gibi Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yılın 17-25 Kasım tarihleri arasını “Mevlid-i Nebi Haftası” olarak ilan etmiş ve haftanın ana temasını da “ Peygamberimiz ve Gençlik” olarak belirlemişti. Bütün Müftülüklerimiz gibi Balıkesir merkezinde bulunan üç Müftülüğümüz ( İl Müftülüğü- Karesi Müftülüğü ve Altıeylül Müftülüğü ) hafta boyunca ana tema doğrultusunda Balıkesir merkezde üç konferans, bir gençlik buluşması, bayanlara yönelik doksan sohbet, Ortaokul ve Liselerimizde yirmidört söyleşi, öğrenciler arası şiir makale ve kompozisyon yarışmaları, şehitlik, hastane, huzurevi, çocukevleri, anaokulu ve kreş ziyaretleri yapıldı.
Başta konferanslar, sohbetler ve söyleşilerde özetle;
1- Çocuklar ve gençlerin toplumların geleceği olduğu,
2-Günümüzde toplumsal hayatı tüm yönleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal yaşam ve popüler kültürün gençliği her taraftan kuşattığı son bir asır boyunca, bir yanda tüketim ve eğlence sektörü, diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütlerinin gençliğin saf duygularını istismar ettiği, dünyanın etkili güçlerinin tamamının hedefinde gençlerin bulunduğu,
3-Çocuklar ve gençlerin mutlaka korunması gerektiği,
4- Onlara sevgili peygamberimizin güzel ahlak örneklerini, davranış modellerini tanıtma metotlarının araştırılıp öğrenilmesi gerektiği,
5- Geçmişini tanıyan, yüce bir idealle geleceğe bakan, imanını hayatının bütün katmanlarında görünür ve yaşanır kılan, dünyanın gidişatı karşısında sorumluluk bilinci kuşanan bir gençliği nasıl inşa edeceğimiz,
6-Heyecanlarını kötüye kullanarak geleceklerini karartmak ve onları aciz, hedefsiz ve bağımlı gruplar haline getirmek için uğraşan şer odaklarından nasıl koruyacağımız,
7-Özellikle sosyal medya bağımlılığından onları nasıl kurtaracağımız,
8-Sorunlar ve sorular her ne kadar yaman olsa da bu seneki Mevlid-i Nebi Haftası’nın ana teması olan ” Peygamberimiz ve Gençlik” konusunda yapılan ve yapılacak çalışmalarla bu ve benzeri soruların cevaplarının mtlaka bulunacağı ve bu cevaplar ışığında çizilen yol haritalarının gerek bireysel, gerekse toplumsal ilerleyişimize katkı sunacağına inancımızın tam olduğu,
9- Diyanet İşleri Başkanlığınca “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” bu yolda atılmış önemli bir adım olduğu ve devamının da geleceği,
10- İnancımız ve kültürümüze göre kıyamete kadar gençliğin en büyük örneğinin Hz. Muhammed ( s.a.v ) olduğu, O’nun için gençlerimize Peygamberimizin örnekliğini sadece anlatarak değil yaşayarak göstermek zorunda olduğumuz,
11- Hz. Muhammed henüz 20 yaşında iken Erdemliler Cemiyetine katılarak Mekke’nin emniyetinin sağlanmasına katkı sunup haksızlığa karşı göğsünü siper ettiğini gençlerimize iyi anlatmamız gerektiği,
12- Sevgili Peygamberimizin özellikle bu yönünü iyi bilen gençlerin dünyanın değişik yerlerinde yaşanan bunca haksızlıklar, zulümler karşısında eli, kolu, dili bağlı bir şekilde oturmamaları gerektiği,
13- Gençlerle kol kola hareket ederek onların gönül ve zihin dünyalarına rehberlik eden Peygamber efendimizin hayatın içinde onlara önemli sorumluluklar verdiği, O zamanın gençleri olan ( Aliler, Mus’ablar, Üsameler, Caferler, Abdullahlar…Vb )’nin bu sorumlulukların altından yüz akıyla kalktıkları, bu günün gençliğinin de aynısını yapacak bilgi cesaret ve iman gücüne sahip olduğu, uhdelerine verilecek her görevi başarı ile yaptıklarını 15 Temmuz 2016 tarihinde bir kez daha gösterdikleri, onlara hep beraber inanıp güvenmemiz gerektiği,
14- Gençlerimizi camilerle buluşturmamızın elzem olduğu, onların camideki bazı acemiliklerine veya saygısızlık gibi görülebilecek davranışlarına karşı hoşgörülü ve anlayışlı olmamız gerektiği,
15- Sezai Karakoç’un şu veciz mısralarında ifade ettiği, “ O çocuğu bekliyoruz. Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu. O çocuğu ki, görüntüye değil, öze, dışa değil, içe baksın. O çocuğu ki, ön planı değil arka planı görsün. O çocuğu ki, reklam ve propaganda edilenleri değil, edilmeyenleri bilsin. Kendine verileni aşan bir çocuk olsun o çocuk. Verilmeyeni alabilen bir çocuk. Gizliyi, sır olanı kurcalayan, tarihin şifrelerini çözen bir genç. Derleyişleri dağıtan, dağılmışları derleyen bir genç adam.”
İşte geleceğin bu adamlarını yetiştirmek için uğraşıyoruz hep birlikte. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Bildiğimiz gibi Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yılın 17-25 Kasım tarihleri arasını “Mevlid-i Nebi Haftası” olarak ilan etmiş ve haftanın ana temasını da “ Peygamberimiz ve Gençlik” olarak belirlemişti. Bütün Müftülüklerimiz gibi Balıkesir merkezinde bulunan üç Müftülüğümüz ( İl Müftülüğü- Karesi Müftülüğü ve Altıeylül Müftülüğü ) hafta boyunca ana tema doğrultusunda Balıkesir merkezde üç konferans, bir gençlik buluşması, bayanlara yönelik doksan sohbet, Ortaokul ve Liselerimizde yirmidört söyleşi, öğrenciler arası şiir makale ve kompozisyon yarışmaları, şehitlik, hastane, huzurevi, çocukevleri, anaokulu ve kreş ziyaretleri yapıldı.
Başta konferanslar, sohbetler ve söyleşilerde özetle;
1- Çocuklar ve gençlerin toplumların geleceği olduğu,
2-Günümüzde toplumsal hayatı tüm yönleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal yaşam ve popüler kültürün gençliği her taraftan kuşattığı son bir asır boyunca, bir yanda tüketim ve eğlence sektörü, diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütlerinin gençliğin saf duygularını istismar ettiği, dünyanın etkili güçlerinin tamamının hedefinde gençlerin bulunduğu,
3-Çocuklar ve gençlerin mutlaka korunması gerektiği,
4- Onlara sevgili peygamberimizin güzel ahlak örneklerini, davranış modellerini tanıtma metotlarının araştırılıp öğrenilmesi gerektiği,
5- Geçmişini tanıyan, yüce bir idealle geleceğe bakan, imanını hayatının bütün katmanlarında görünür ve yaşanır kılan, dünyanın gidişatı karşısında sorumluluk bilinci kuşanan bir gençliği nasıl inşa edeceğimiz,
6-Heyecanlarını kötüye kullanarak geleceklerini karartmak ve onları aciz, hedefsiz ve bağımlı gruplar haline getirmek için uğraşan şer odaklarından nasıl koruyacağımız,
7-Özellikle sosyal medya bağımlılığından onları nasıl kurtaracağımız,
8-Sorunlar ve sorular her ne kadar yaman olsa da bu seneki Mevlid-i Nebi Haftası’nın ana teması olan ” Peygamberimiz ve Gençlik” konusunda yapılan ve yapılacak çalışmalarla bu ve benzeri soruların cevaplarının mtlaka bulunacağı ve bu cevaplar ışığında çizilen yol haritalarının gerek bireysel, gerekse toplumsal ilerleyişimize katkı sunacağına inancımızın tam olduğu,
9- Diyanet İşleri Başkanlığınca “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” bu yolda atılmış önemli bir adım olduğu ve devamının da geleceği,
10- İnancımız ve kültürümüze göre kıyamete kadar gençliğin en büyük örneğinin Hz. Muhammed ( s.a.v ) olduğu, O’nun için gençlerimize Peygamberimizin örnekliğini sadece anlatarak değil yaşayarak göstermek zorunda olduğumuz,
11- Hz. Muhammed henüz 20 yaşında iken Erdemliler Cemiyetine katılarak Mekke’nin emniyetinin sağlanmasına katkı sunup haksızlığa karşı göğsünü siper ettiğini gençlerimize iyi anlatmamız gerektiği,
12- Sevgili Peygamberimizin özellikle bu yönünü iyi bilen gençlerin dünyanın değişik yerlerinde yaşanan bunca haksızlıklar, zulümler karşısında eli, kolu, dili bağlı bir şekilde oturmamaları gerektiği,
13- Gençlerle kol kola hareket ederek onların gönül ve zihin dünyalarına rehberlik eden Peygamber efendimizin hayatın içinde onlara önemli sorumluluklar verdiği, O zamanın gençleri olan ( Aliler, Mus’ablar, Üsameler, Caferler, Abdullahlar…Vb )’nin bu sorumlulukların altından yüz akıyla kalktıkları, bu günün gençliğinin de aynısını yapacak bilgi cesaret ve iman gücüne sahip olduğu, uhdelerine verilecek her görevi başarı ile yaptıklarını 15 Temmuz 2016 tarihinde bir kez daha gösterdikleri, onlara hep beraber inanıp güvenmemiz gerektiği,
14- Gençlerimizi camilerle buluşturmamızın elzem olduğu, onların camideki bazı acemiliklerine veya saygısızlık gibi görülebilecek davranışlarına karşı hoşgörülü ve anlayışlı olmamız gerektiği,
15- Sezai Karakoç’un şu veciz mısralarında ifade ettiği, “ O çocuğu bekliyoruz. Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu. O çocuğu ki, görüntüye değil, öze, dışa değil, içe baksın. O çocuğu ki, ön planı değil arka planı görsün. O çocuğu ki, reklam ve propaganda edilenleri değil, edilmeyenleri bilsin. Kendine verileni aşan bir çocuk olsun o çocuk. Verilmeyeni alabilen bir çocuk. Gizliyi, sır olanı kurcalayan, tarihin şifrelerini çözen bir genç. Derleyişleri dağıtan, dağılmışları derleyen bir genç adam.”
İşte geleceğin bu adamlarını yetiştirmek için uğraşıyoruz hep birlikte. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
YORUMLAR