Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. 1920’de Milli Meclisin açıldığı gün. Kurtuluş ışığının Ankara’dan Anadolu’nun her köşesine yayıldığı gün. Padişahtan umudunu kesen halkın, iradesini eline aldığı gün. Çocuklara armağan edilen ve 1979’dan beri dünya çocuklarıyla beraber kutlanan gün. Kutlu olsun.
Tarih boyunca; iyi liderler bulduğu zaman şahlanan, büyük ve güçlü devletler kuran Türk Milleti; liderleri zayıf olduğunda birliğini çabuk kaybetmiş ve defalarca yok olma noktasına gelmiştir. En son altı asır yaşayan ve üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu; yetersiz padişahlar, iç çekişmeler ve adalet mekanizmasının bozulması ile 1. Dünya Savaşı neticesinde yıkılıp gitmişti. Aslında işin kötüye gittiğinin herkes farkındaydı. Çeşitli çözüm arayışları da vardı. Ancak kişiye bağlı sistem; yönetimi paylaşmayı bir türlü beceremedi. Sonuç; çözümsüzlük ve imparatorluğun kaybedilmesi oldu.
Elde kalan son toprak parçası olan Anadolu; ya mezarımız ya da vatanımız olacaktı. İşte bu sadece ve sadece milletin karar vermesi gereken bir durumdu. Ulusal Egemenlik kavramı bu süreçte ortaya çıktı.
Ulusal egemenlik; milletin kendi geleceği ile ilgili kararları kendisinin alması anlamına geliyor kısaca. Kurtuluş Savaşı için yola çıkan Mustafa Kemal Paşa Amasya’da yayınladığı ilk genelgede “Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Diyerek, ulusal egemenliğe vurgu yapmıştır. Yani daha yolun başında aklındaki sistemin ipuçlarını vermiştir.
Yaklaşık bir yıl süren kongreler ve meclisi toplama çabaları sonuca ulaşmış 23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Böylece Türk tarihinde ilk defa egemenlik milletin eline geçmiştir. Bu, milletimizin devlete bakışını kökten değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bir kişiye, bir aileye, bir obaya ait değil; bizim, hepimizin devleti. İşte bu anlayışa sahip “Gazi Meclis” bütün zorlukları ve krizleri çözerek “Kurtuluş Savaşı’nı” kazanmıştır.
Savaştan sonra da Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ulusal egemenliğe çok önem vermiş, cumhuriyet rejimiyle de bunu perçinlemiştir. 99 yıldır egemenlik haklarını elinde bulunduran milletimiz; bağımsızlığını tekrar kazanmasının yanında, yeni bir devlet kurmuş, çok partili sistemle tanışmıştır. Günlük yaşamı düzenleyen bir çok yeniliği benimseyerek atılım gerçekleştirmiş ve bölgesinde kurum ve kuralların işlediği yegane devlet haline gelmiştir.
Bugün itibariyle sorunlarımız yok mu? Elbette var. Mevcut sorunlarımızı çözmenin yegane yolu “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Anlayışıyla devam etmektir. Nice 23 Nisan’larda buluşmak dileğiyle…
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. 1920’de Milli Meclisin açıldığı gün. Kurtuluş ışığının Ankara’dan Anadolu’nun her köşesine yayıldığı gün. Padişahtan umudunu kesen halkın, iradesini eline aldığı gün. Çocuklara armağan edilen ve 1979’dan beri dünya çocuklarıyla beraber kutlanan gün. Kutlu olsun.
Tarih boyunca; iyi liderler bulduğu zaman şahlanan, büyük ve güçlü devletler kuran Türk Milleti; liderleri zayıf olduğunda birliğini çabuk kaybetmiş ve defalarca yok olma noktasına gelmiştir. En son altı asır yaşayan ve üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu; yetersiz padişahlar, iç çekişmeler ve adalet mekanizmasının bozulması ile 1. Dünya Savaşı neticesinde yıkılıp gitmişti. Aslında işin kötüye gittiğinin herkes farkındaydı. Çeşitli çözüm arayışları da vardı. Ancak kişiye bağlı sistem; yönetimi paylaşmayı bir türlü beceremedi. Sonuç; çözümsüzlük ve imparatorluğun kaybedilmesi oldu.
Elde kalan son toprak parçası olan Anadolu; ya mezarımız ya da vatanımız olacaktı. İşte bu sadece ve sadece milletin karar vermesi gereken bir durumdu. Ulusal Egemenlik kavramı bu süreçte ortaya çıktı.
Ulusal egemenlik; milletin kendi geleceği ile ilgili kararları kendisinin alması anlamına geliyor kısaca. Kurtuluş Savaşı için yola çıkan Mustafa Kemal Paşa Amasya’da yayınladığı ilk genelgede “Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Diyerek, ulusal egemenliğe vurgu yapmıştır. Yani daha yolun başında aklındaki sistemin ipuçlarını vermiştir.
Yaklaşık bir yıl süren kongreler ve meclisi toplama çabaları sonuca ulaşmış 23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Böylece Türk tarihinde ilk defa egemenlik milletin eline geçmiştir. Bu, milletimizin devlete bakışını kökten değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bir kişiye, bir aileye, bir obaya ait değil; bizim, hepimizin devleti. İşte bu anlayışa sahip “Gazi Meclis” bütün zorlukları ve krizleri çözerek “Kurtuluş Savaşı’nı” kazanmıştır.
Savaştan sonra da Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ulusal egemenliğe çok önem vermiş, cumhuriyet rejimiyle de bunu perçinlemiştir. 99 yıldır egemenlik haklarını elinde bulunduran milletimiz; bağımsızlığını tekrar kazanmasının yanında, yeni bir devlet kurmuş, çok partili sistemle tanışmıştır. Günlük yaşamı düzenleyen bir çok yeniliği benimseyerek atılım gerçekleştirmiş ve bölgesinde kurum ve kuralların işlediği yegane devlet haline gelmiştir.
Bugün itibariyle sorunlarımız yok mu? Elbette var. Mevcut sorunlarımızı çözmenin yegane yolu “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Anlayışıyla devam etmektir. Nice 23 Nisan’larda buluşmak dileğiyle…
YORUMLAR