İnsanlar hiç bir bilgiye sahip olmadan doğar. Sonrasında bilgi sahibi olmak da tamamen insanların elinde. Dinimizde de bildiğiniz üzere ilk emir “OKU” emriydi. Okuyarak bilmediklerimizi öğrenebilmemiz mümkün.
İster roman olsun ister polisiye, ister bilim kurgu… Her kitabın kendine özgü bir anlatım biçimi var ve içinden mutlaka öğreneceklerimiz vardır. Okuma olayı bir uzun yolculuktur. Okuma iğneyle kuyu kazmaktır. Kararlılık ister, sabır ister. Okuma en önemlisi bir arayıştır. Hakikati, doğruyu, güzeli aramaktır.
Kütüphaneye gittiğimizde ansiklopedilerden bir şeyler öğrenmek için çabalarız. En akla gelmeyecek bilgiler oradadır. Kütüphaneye girdiğiniz anda içinize bir huzur doluyorsa sizler de okuyup öğrenmek için meraklısınız demektir.
Her arayış içinde bir heyecan barındırır. Okumak insanlığın, umut da heyecan ve canlılığın şartıdır… Okumanın asla sonu yoktur. Okuyan insan her zaman bilgi barındırır içinde. Konuşmaları yerine göre, hareketleri her zaman dozunda olur. Konuşmasının akışı bile değişir.
Kitaplar solmayan çiçeklerdir aslında. Tüm çiçeklerin kokusuna nasıl bayılıyorsak bir kere olsun kitabın da kokusunu içimize çekersek bizi kendine hapseder. Yeter ki içimizde okuma hevesi olsun.
Mart ayının son günü Kütüphaneler Haftası olarak kabul edilmiştir. Bundandır bu kadar çok kitaptan, okumaktan bahsetmem. Kitap okumanın insanda onca çok etkisi var ki… Anlatmakla biteceğini düşünmüyorum. Yalnızlıktan şikayet eden insanlar var. Oysa kitap okusalar hiç bir zaman yalnız kalmazlar. Çünkü okudukları kitabın içinde kendini bir karakterin yerine koyunca etrafında bir sürü olay döndüğünü kendileri de görecekler.
Hayata dört elle sarılmak, küçük mutlulukları tatmak da kitapların sayesinde oluyor çoğu zaman. Kitapta kanser hastası birinin savaşarak verdiği mücadeleyi okuruz mesela. İşte o anlatım, o hayat bize ders olur. Umut olur.
Kütüphaneleri arada bir olsa da ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Veya sürekli elinizde bir kitap bulunmasını… Kim bilir daha nice konularda umudu hissedeceksiniz….
İnsanlar hiç bir bilgiye sahip olmadan doğar. Sonrasında bilgi sahibi olmak da tamamen insanların elinde. Dinimizde de bildiğiniz üzere ilk emir “OKU” emriydi. Okuyarak bilmediklerimizi öğrenebilmemiz mümkün.
İster roman olsun ister polisiye, ister bilim kurgu… Her kitabın kendine özgü bir anlatım biçimi var ve içinden mutlaka öğreneceklerimiz vardır. Okuma olayı bir uzun yolculuktur. Okuma iğneyle kuyu kazmaktır. Kararlılık ister, sabır ister. Okuma en önemlisi bir arayıştır. Hakikati, doğruyu, güzeli aramaktır.
Kütüphaneye gittiğimizde ansiklopedilerden bir şeyler öğrenmek için çabalarız. En akla gelmeyecek bilgiler oradadır. Kütüphaneye girdiğiniz anda içinize bir huzur doluyorsa sizler de okuyup öğrenmek için meraklısınız demektir.
Her arayış içinde bir heyecan barındırır. Okumak insanlığın, umut da heyecan ve canlılığın şartıdır… Okumanın asla sonu yoktur. Okuyan insan her zaman bilgi barındırır içinde. Konuşmaları yerine göre, hareketleri her zaman dozunda olur. Konuşmasının akışı bile değişir.
Kitaplar solmayan çiçeklerdir aslında. Tüm çiçeklerin kokusuna nasıl bayılıyorsak bir kere olsun kitabın da kokusunu içimize çekersek bizi kendine hapseder. Yeter ki içimizde okuma hevesi olsun.
Mart ayının son günü Kütüphaneler Haftası olarak kabul edilmiştir. Bundandır bu kadar çok kitaptan, okumaktan bahsetmem. Kitap okumanın insanda onca çok etkisi var ki… Anlatmakla biteceğini düşünmüyorum. Yalnızlıktan şikayet eden insanlar var. Oysa kitap okusalar hiç bir zaman yalnız kalmazlar. Çünkü okudukları kitabın içinde kendini bir karakterin yerine koyunca etrafında bir sürü olay döndüğünü kendileri de görecekler.
Hayata dört elle sarılmak, küçük mutlulukları tatmak da kitapların sayesinde oluyor çoğu zaman. Kitapta kanser hastası birinin savaşarak verdiği mücadeleyi okuruz mesela. İşte o anlatım, o hayat bize ders olur. Umut olur.
Kütüphaneleri arada bir olsa da ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Veya sürekli elinizde bir kitap bulunmasını… Kim bilir daha nice konularda umudu hissedeceksiniz….
YORUMLAR