Çoğunuz bilirsiniz hani bir yalancı çoban masalı var. Size kısaca anlatayım: Ülkelerin birinde vaktiyle küçük bir köyün koyunlarını giden küçük bir çobanı varmış. Bu küçük çoban her gün koyunlarını bir dağın eteğine götürür orada otlatırmış.

Günlerden bir gün, koyunlarını otlatırken çobanın canı sıkılmış. Ne yapsam da eğlensem? diye düşünmüş. Aklına bir fikir gelmiş. Yerinden fırlamış köye doğru koşmaya başlamış. Köye varınca:

İmdat! İmdat! İmdat! Yardım edin! Kurtlar koyunlarımıza saldırıyorlar diye bağırmış. Köylüler ellerine kazma küreklerle koyunların yanına doğru koşmuşlar. Koyunların yanına varınca, kurtları aramaya başlamışlar. Bir yandan da çobana soruyorlarmış:

– Hani nerede kurtlar?

Çoban kahkahayla gülmeye başlamış.

– Yalnız başıma burada çok sıkıldım. Bu olayı biraz eğlenmek için uydurdum demiş.

Köylüler hem şaşırmış hem de öfkelenmişler. Söylene söylene köye dönmüşler.

Birkaç gün sonra çoban yine koşarak köye gelmiş. Köylülerden yine yardım istemiş. Köylüler yine ona inanmışlar.
Çoban:

– Gerçekten kurtlar geldi. İnanın diye bağırmış. Köylüler yine yardıma koşmuşlar. Meğer çoban yine oyun yapıyormuş. Kurt falan yokmuş.

Ertesi gün çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış. Bunun üzerine küçük çoban var gücüyle köye koşmuş. Olanları anlatıp yardım istemiş. Fakat köylüler bu kez anlattıklarına inanmamışlar. Çoban gözyaşı dökmüş, yalvarmış yine de köylüler oralı olmamışlar. Kurtlar da çobanın bir kaç kuzusunu kapıp götürmüşler.

Son yıllarda ülkemizdeki birçok basın organını yalancı çobana çok benzetiyorum. Aynı haberi öylesine taban tabana zıt veriyorlar ki; vatandaş olarak hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz. Hele bazı ulusal yayın yapan gazeteler var; inanın 365 gün aynı başlığı kullanıyor.

Gerçek demokrasilerde dördüncü güç olarak tanımlanan basın, bu yapısıyla; yalancı çoban misali, inandırıcılığını kaybedip, güç olmaktan çıkmaktadır. Masalın sonunda çoban hatasını anlayıp herkesten özür dilemiş ve o günden sonra dürüst ve güvenilir bir insan olmuştur.

Basınımızın da aynı yola gelerek hatasını anlamasını ve bu yanlışlardan dönmesini bekliyoruz. Aksi halde güç odaklarının elinde oyuncak olanlar bir süre sonra yok olmaya mahkum olurlar. Elbette ki işini hakkıyla yapan kişi ve kurumları tenzih ediyor ve sağlıcakla kalın diyorum.