DEMOKRASİYE SAYGI DURUŞU

31 Mart yerel seçimleri demokrasiye yakışır bir olgunlukla gerçekleşti. Demokrasi adına çok başarılı bir seçim olarak tarihe geçecektir.

Bu seçim ezberleri bozan bir seçim oldu. Her seçim sandıktan istediği sonuç çıkmayınca hatayı kendinde aramak yerine, seçmeni bidon kafalı, makarnacı, göbeğini kaşıyanlar diye yaftalayan bir CHP vardı. Bu seçim CHP, sonuçları geç açıkladığını iddia ederek, Anadolu Ajansı’nı suçlamadı.

Muhalefet tarafından Diktatörlükle suçlanan Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart seçimlerini kazanamadığını kabul ederek, öz eleştirisini yapacağını, hastalığı teşhis ettiğini, tedaviyi de uygulayacağını söylüyor. Demokratik olgunluk budur.

2002’den bu yana hiç kaybetmeyen Recep Tayyip Erdoğan, bu seçim istediği sonucu alamadığı halde liderliğini gösterdi. “Milletimiz sandığı vesile kılarak siyasetçilere mesajını ulaştırdı. Bu seçimin galibi 85 milyonun tamamıdır” diyerek demokrasiye saygı duruşunu gösterdi.

Sandıktan çıkan sonucu beğenmeyince seçmeni suçlamak CHP geleneğidir. CHP bu seçimde beklentisinin üstünde oy aldığı için bunun şokunu yaşıyor. Bu seçimde CHP’nin oylarını 3.3 milyon arttırması ile beraber, AK Parti’nin 4.2 milyon düşürmesi masaya yatırılmalı.  Seçime katılım oranı yüzde 78.55 oldu. Sandığa gitmeyen seçmen,  yüzde 13’ü oluştururken, bunun yüzde 11’inin de AK Parti seçmeni olduğu söyleniyor.  Bu seçimde CHP’nin bireysel bir zaferi yok ortada. CHP’nin oylarından AK Parti karşıtlarının ve DEM’in oylarını çıkardığında bir şey kalmaz. Ancak en önemli husus, sandığa gitmeyen 21 milyon kişi yerel seçimlerin kaderinde belirleyici oldu.

Önümüzdeki süreçte CHP, genel seçimde kazanamadığı başarıyı unutturup sanki bu genel bir seçimmiş gibi hareket ederek ülkeyi erken seçime zorlamaya çalışacaktır.

Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen genel seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’a liderimiz sensin mesajı veren seçmen, bu kez yerel seçimler aracılığı ile itirazlarımız var mesajını vermiştir.

2002’de siyaset sahnesine çıkan AK Parti, kimsesizlerin kimsesi, sessiz çoğunlukların sesi olarak, dezavantajlı ve dışlanmış kesimlerin sesi olduğu için girdiği her seçimde teveccüh görmüştü.  AK Parti’yi bugünlere getiren bu kesim aynı dengenin sağlanmadığından dert yanarak, 31 Mart seçimlerinde balans ayarı vermek istedi. Pandeminin ekonomik etkilerinden hayat pahalılığına, emekli meselesinden Gazze meselesine kadar çok etken sayılabilir. Bazı yerlerde yanlış adaylar da etkileyici olmuştur.

Günün sonunda yapılması gereken bellidir. Geçtiğimiz seçimlerden sonra sandıktan çıkan cevaba göre gerekeni yapan Erdoğan, bu seçimde de sandığa yansıyan mesajları değerlendirecek, gereğini yapacaktır.

AK Parti açısından bir dönüm noktası, CHP açısından bir milat olan 31 Mart yerel seçimleri, 2028’e kadar çok hareketli bir dönem yaşayacağımızı gösteriyor.

Ülkemize oluşan bu yeni siyasi iklimi merakla izleyeceğiz.