Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Pınar Bolluk

Atatürk’ü Özlemle Anarken

Sabah saatlerinin o mahzun sessizliğinde, tüm Türkiye’nin yüreği yine aynı acıyla çarpıyor. Dolmabahçe Sarayı’nın o tarihi odasındaki saat,  9’u 5 geçeyi gösteriyor. Her 10 Kasım’da olduğu gibi, bugün de milyonlarca insan aynı duygularla, aynı özlemle ve aynı minnetle Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyor.

Tarih 10 Kasım 1938… O sabah yalnızca bir devlet adamı değil, bir millet babası, bir devrim önderi, bir özgürlük savaşçısı sonsuzluğa uğurlanmıştı. Aradan geçen yıllara rağmen, O’nun yokluğu her geçen gün daha derinden hissediliyor. Belki de bu yüzden her 10 Kasım, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda O’nun ilkelerini, düşüncelerini ve vizyonunu yeniden idrak etme fırsatı oluyor.

Bugün, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin sokaklarında yürürken, üniversitelerinde eğitim görürken, kadınlarımız iş hayatında var olurken, demokrasimiz işlerken, her adımda O’nun vizyonunun izlerini görüyoruz. Atatürk, sadece bir kurtuluş savaşının lideri değil, aynı zamanda bir medeniyetin mimarıydı. Karanlıktan aydınlığa çıkan bir milletin yol göstericisi, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma hedefinin pusulasıydı.

O’nu özlüyoruz… Her zamankinden daha çok, her zamankinden daha derinden… Bilimin ışığında ilerlemeyi öğütleyen sesini, gençlere olan sonsuz güvenini, kadınlara tanıdığı hakları, eğitime verdiği önemi, barışçıl dış politika anlayışını, demokratik değerlere olan bağlılığını özlüyoruz. Günümüzde yaşanan her zorlu durumda “Acaba Atatürk olsaydı ne yapardı?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Bugün, O’nun kurduğu cumhuriyetin değerlerini korumak ve yaşatmak her zamankinden daha önemli. Dünya hızla değişiyor, teknoloji ilerliyor, toplumsal dinamikler farklılaşıyor. Ancak Atatürk’ün temel ilkeleri, bu değişim rüzgarlarında bize yol göstermeye devam ediyor. Akıl ve bilimi rehber edinmek, bağımsızlığı her şeyin üstünde tutmak, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma hedefi… Bu ilkeler, bugün de yarın da bizim pusulamız olmaya devam edecek.

Gençlerimize olan güveni, belki de O’nun en değerli mirasıydı. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” derken, gençlere olan inancını ve güvenini dile getiriyordu. Bugün, teknoloji çağının gençleri, O’nun bu güvenine layık olma sorumluluğuyla hareket ediyor. Sosyal medyada, üniversitelerde, iş dünyasında Atatürk’ün ilkelerini yaşatmaya, cumhuriyetin değerlerini korumaya devam ediyorlar.

Her 10 Kasım’da olduğu gibi bugün de, saat 09:05’te hayat bir anlığına duruyor. Sirenler çalıyor, araçlar duruyor, insanlar saygı duruşuna geçiyor. Bu kısa an, aslında milletçe yaşadığımız kolektif bir hafıza anı. O’nu kaybettiğimiz anın acısını her yıl yeniden yaşarken, aynı zamanda O’nun bize bıraktığı mirası koruma kararlılığımızı da tazeliyoruz.

Bugün, O’nu özlemle, minnetle ve saygıyla anarken, cumhuriyetimizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefine olan bağlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.

Ruhu şad olsun… Bizler, O’nun gösterdiği yolda, ilkeleri ışığında ve hedefleri doğrultusunda yürümeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, Atatürk’ü anlamak ve yaşatmak, aydınlık bir geleceğin de garantisidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER