İNTERNET

İnternet, 1960’larda ABD’de üniversite ve hükümet araştırma merkezlerini ülke çapında bir ağ üzerinden birbirine bağlamak için bir araç olarak yaratıldı. Bu ağ, çok çeşitli bilgisayarların bilgi alışverişinde bulunmasını ve kaynak paylaşmasını sağlayacaktı. Paket anahtarlama ağının tasarımıyla başlayarak çok sayıda mühendislik zorluğu vardı. Bu sistem, bilgisayarların geleneksel bir merkezi sisteme ihtiyaç duymadan birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayabilirdi. Diğerleri arasında makinelerin tasarımı, veri alışverişi protokolleri ve onu çalıştıracak yazılımlar vardı. Leonard Kleinrock, 1962’de üniversite öğrencisiyken İnternet teknolojisini icat etti. Önerdiği paket anahtarlama teknolojisi, devre anahtarlamalı telefon şebekesine göre önemli bir gelişmeydi. 1963’te J.C.R Licklider adlı bir adam, dünya çapındaki makineleri ve insanları birbirine bağlayacak bir ağ hayal etti. Üniversiteler ve araştırma kuruluşları, bilgi alışverişinde bulunmak için ağa katılan ilk kuruluşlar arasındaydı. Elektronik posta 1972’de Ray Tomlinson tarafından tanıtıldı. 1980’lerde daha fazla ağ ortaya çıkmaya başladı. 1989’da Cenevre’deki bir bilim insanı olan Tim Berners-Lee, World Wide Web adı verilen dünya çapında bilgi sağlayacak bir proje önerdi. Web’den bilgi almak ve iletişim kurmak için basit araçlar, önümüzdeki birkaç yıl içinde birçok faaliyetin odak noktası olacaktı. 1991’de Minnesota Üniversitesi, ilk başarılı İnternet belge alma sistemi olan “Gopher”ı geliştirdi. 1993 baharında, 21 yaşındaki Marc Andreessen liderliğindeki bir grup lisansüstü öğrenci, Mosaic adlı bir “tarayıcı” programı oluşturdu ve bunu ücretsiz olarak dağıttı. Netscape ve ardından Microsoft, bir bilgisayar kullanıcısının bilgi aramak için internette gezinme yeteneğini büyük ölçüde basitleştiren tarayıcılarla takip etti.

Günümüzde insanlar dünya çapında binlerce veritabanını ve kütüphaneyi birçok dilde arayabilir, yüz milyonlarca belge, dergi, kitap ve bilgisayar programına göz atabilir ve haberleri, spor ve hava durumunu takip edebiliyor, insan internet üzerinden alışveriş yapabiliyor ve ürünlerini pazarlayabiliyor, bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyor ve faturalarını ödüyor, hisse senetlerine ve emtialara yatırım yapıyor, eğitim ve hatta bunun sonucunda sertifika ve diploma alabiliyor, sosyal medya aracılığıyla arkadaşlarıyla etkileşim halinde olabiliyor.

İnternet hayatımıza hız ve kolaylık getirdi. Çok kısa bir zamanda güçlü bir alışkanlık kazandırdı. İnternetle yapabileceklerimizin adeta sınırı yok. Belki de bu nedenle internet erişimi olmaığı zamanlarda ekranda dinazor resmi çıkıyor. Çölde koşturan dinazor oyunu bize tarih öncesi ilkel çağları hatırlatıyor. Verilen bu mesaja katılmasak da yeni bir çağa girdiğimiz doğru ve bu çağın en güçlü simgesi internet.