Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Hatice Kübra Derya

EPSTEİN’İN GAZZEYE YANSIMALARI

 

 

İsrail 3 ayı geçik süredir Gazze’de taş taş üstünde bırakmıyor. Sivil ayrımı gözetmeksizin ateş altına aldığı bölgede kadın, çocuk, bebek, yaşlı kimseye yaşam hakkı bırakmadı. Hastaneleri bombaladı. İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu “ Düşman dünyada görülmemiş bir bedel ödeyecek” demişti. Öyle de oldu. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana İsrail’in acımasız saldırılarında en fazla çocuk olmak üzere binlerce kadın ve sivil şehit oldu. Birleşmiş Milletler de, onun Güvenlik Konseyi de bu katliamlara bir çözüm bulamadı. Seyrettiler. Hatta bu günlerin müsebbibi zaten BM idi.

1947’de BM’nin iki devletli çözümü ile yani Filistin’in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylandı. Ve Filistin topraklarında İsrail zulmünün temeli atılmış oldu.

Siyonistlerin, Filistin topraklarını “işgal gerekçeleri” arasında bu topraklarda Filistinlilerin hakkı olmadığını düşünüyorlar.

İlk iddiaya göre; “Topraksız bir halk için, halksız bir toprak” sözüyle ifade edilen “halksız topraklar” fikriyle Filistin’in işgalini “haklı göstermeye” çalışan en büyük propagandayla Filistinlilerin varlığı inkar edildi.

Siyonistlerin ikinci iddiası, 2 bin 70 yıl önce bu topraklarda “İsrail devleti”nin var olduğu şeklindeydi.

Üçüncü iddia ise “Filistinlilerin topraklarını satıp gönüllü olarak yurtlarını terk ettikleri” yönündeydi. Yani Filistinliler toprak sattı iddiası 7 Ekim’den bu yana kullanılan bir iddia olmanın ötesinde 1948’den bu yana siyonistlerin arsızca kullandığı bir iftira.  Siyonistlerin ve içimizde Yahudi sevicilerinin defaatle öne sürdüğü ve uluslararası kamuoyunda kendisine taraftar bulan bu gerekçeyle, Filistinlilere yapılan katliamlar ve tehcirler görmezden gelindi ve meşru gösterildi. İsrail genel olarak işgal altındaki topraklarda son dönemde Gazze Şeridi’nde yürüttüğü askeri operasyonlarını sürekli biçimde nefs-i mudafaa  olarak sundu.

Dünya ticareti için önemli bir bölge olan her yıl üzerinden 100 milyar dolarlık mal taşınan Kızıldeniz ‘deki gemilere yapılan saldırılarla İsrail’i durdurma planı yapan Husiler’e cevap ABD ve İngiltere’den geldi. ABD ve İngiliz uçakları Yemen’i bombaladı. Bunca zamandır susan zalimler için demekki Gazze’deki sivillerin ticaret gemileri kadar değeri yokmuş.

Her yerde terörü destekleyen Amerika’nın eğitip donattığı, silah verdiği PKK-YPG, Kuzey Irak’ta askerlerimizi şehid ediyor. Silahlar Amerikan silahları. Vuranlar, PKK’nın-YPG’nin maşa olarak kullanılan elemanları olsa da istihbaratın ve teçhizatın Amerika tarafından verildiğini biliyoruz.

 

İsrail’in yaktığı ateş dünyaya yayılırken, 2024 yılına yeni girdiğimiz şu günlerde dünya kamuoyunu Jeffrey Epstein adlı ABD’li finansörün çocuk ticareti skandalı meşgul ediyor. Bir yanda savaş, bir yanda yitirdiğimiz şehitlerimizi konuşurken şimdi de fuhuş finansörlerinin çocuk sapkınları için kurduğu adayı konuşuyoruz.

İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma dünyada tepkiler çığ gibi büyürken ABD’nin İsrail’e desteğini geri çekiyor iddialarının üzerine Epstein davası gündeme bomba gibi düştü.

19 yıl öncesine dayanan olaya göre Epstein, 18 yaş altı kız çocukların ticaret şebekesini organize etmekle suçlanan Amerikalı bir finansör ve hüküm giymiş bir suçluydu. Epstein’in 2019 yılında hükümlü olduğu cezaevinde intihar ettiği iddia edildi. Epstein’in ölümü ile dava fiilen sona erse de cevapsız sorular ve spekülasyonlarla iddialar da devam ediyor. Türkiye’den kız çocuklarının kaçırıldığı da iddialar arasında. En önemli iddia ise Epstein’in  kız arkadaşı ve ortağı  Ghislaine Maxwell’in bazı zenginler, ünlüler ve devlet adamları için reşit olmayan kızları fuhuş tuzağına çektiği belirtilen organizasyonun davasında aralarında Jim Carrey, Barac Obama, Tom Hanks, Bill Clinton, Donald Trump  gibi 200 kadar ünlü kişi de ifşa oldu. Bir diğer önemli iddia ve dünyayı ateş çemberine çevirmeye yetecek madde ise Epstein ve kız arkadaşı, aynı zamanda ortağı Maxwell’in Mossad ile bağlantılı oluşu. Yahudi Epstein; Maxwell’in kurduğu fuhuş çetesiyle Amerika’yı yönetenlerin her türlü sapkınlıklarını kaydederek yıllar boyu şantajla onları esir aldı. Bugün İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma eski ve yeni ABD’li yöneticilerin sınırsız destek vermesinin nedeni Epstein’in çektiği şantaj görüntüleri olabilir mi? Epstein’in Mossad için çalıştığı ve İsrail Eski Başbakanı Ehud Barak ile 36 kez görüştüğü iddiası Mossad eski yetkilisi Ari Ben Menashe tarafından doğrulandı.

En önemlisi bütün dünyaya yayılan bu iğrençlik Türkiye’ye uzandı mı? Uzandıysa Türkiye’nin Epstein’leri kimler?

Bir gecede parti Genel Başkanı değiştirttiren FETÖ, PKK, Adnan Oktar, Gazze’de soykırım yaşanırken kafasına kuma gömen ya da arap düşmanlığı empoze etmeye çalışan ya da her daim terör örgütleriyle kol kola siyaset yapan bazı siyasi parti yöneticileri… Olabilir mi?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER