Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Hatice Kübra Derya

LGBT, PEDOFİLİ, PAGAN, SATANİZM TEMALI OLİMPİYATLAR

Küresel sermayeyi teslim alan LGBT terörü, son olarak Paris 2024 Olimpiyat Oyunları açılış töreninde ortaya çıktı. Tüm dünyaya servis edilen canlı yayın görüntülerinde kırmızı halıda bir grup sapkın boy gösterdi. Cinsel özgürlük adına bir gösteri mahiyetinde minnacık çocuklar, trans bireylerin arasına yerleştirilerek, pedofili mesajı verildi.

Din, aile, cinsiyet gibi insanı ayakta tutan taşıma kolonlarını kesmeye çalışan aynı zamanda politik bir kampanya bu. Mide kaldırmayan görüntüler de cinsiyet ayrımının bir anlamı kalmadığı işaret ediliyordu.

Paris Olimpiyatlarına yansıyan görüntüler bir dine mensup hiçbir insanın kabul edemeyeceği cinsten. Olimpiyat açılışı, Drag Queen’in ‘Son Akşam Yemeği’ parodisinden sık sık LGBT propagandası yapılmasına, pedofili vurgusundan, dini değerlere yapılan saldırıya ahlaksızlığın, toplumsal çürümenin yansıması.

Olimpiyatlar, LGBT ideolojisini dünyaya dayatma kampanyasına dönüştürüldü. Bu rezalet akıl alır, mide kaldırır ve mantıkla izah edilir bir durum değil, insanlık adına bir utançtır. Amaç; hafızada kalan ve unutulmaz bir açılış töreni yapmaktıysa,  Fransızlar hedefe ulaştılar! Ama asla iyi hatırlanmayacak.

Skandallar bununla da kalmadı. Açılış törenine, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera’nın samimi selamlaşması damgasını vurdu. Cumhurbaşkanı Macron ile Bakan Oudea-Castera’nın dudaktan öpüşerek selamlaşması, Olimpiyatların açılış kompozisyonuna uygun ahlaksız bir hareket olarak yorumlandı.

Açılış ve kapanış törenlerinin Yahudi sanat yönetmeni Thomas Jolly’nin geçtiğimiz haftalarda British Vogue’e verdiği röportajda aslında ekranlarda izlediğimiz rezil görüntülerin mesajını vermiş. Sahne çalışmalarında LGBT temalarını ele alan yönetmen olarak bahsedilmiş. Herkes kendini temsil edilmiş hissederse olimpiyatın başarılı olacağına inandığına vurgu yapmış. Oyunların organizasyon komitesi başkanı Tony Estanguet de “ Kalplerimiz ve zihinlerimizi açma, farklılıkları engel olarak görmeyi bırakma gücünü temsil eden olimpiyat” sloganından anlamamız gereken LGBT idi. Her türlü farklılık kastedilseydi, bayrak yarışı atleti Sounkamba Sylla başörtüsü tarafından olimpiyatlara katılımı engellenmeye çalışılmazdı değil mi? Nitekim sporcu akılları kurcalayan soruyu sosyal medya hesabından paylaştı” Acaba bu bir farklılık değil miydi?”.

Çok farklı görüntülerden biri de ışıkların söndürülüp koyu karanlık içinde metal gövdeli ve soluk benizli bir atın şovuydu. Mahşerin 4 atlısından dördüncüsü olduğu yorumlanan atın kıtlık ve salgın taşıdığı dolayısıyla ölüm habercisi olduğu söyleniyor. Bunca rezalet görüntüden sonra şaşırdık mı?

Üzüntü duyduğum, asla içime sindiremediğim bir konu da öncesinde açılış seremonisi ile ilgili onca mesaj verilmesine rağmen, ahlaksız görüntülerin TRTSPOR’da canlı yayınlanması (bir süre sonra yayın kesildi) ve Türk sporcularımıza ülkemizi yansıtmayan, İsrail bayrak renkleri ile hazırlanmış Yahudi mahkûm elbisesi giydirilmesi.

Bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa hepsine şahit olduk. Hiç kimse kusura bakmasın bu olimpiyatları 1 milyar insana izlettiler. Nereden bakarsanız bakın Paris Olimpiyatları kimilerine göre bir savaş ilanı, kimilerine göre medeniyetsizleştirme projesi. Fark ettiyseniz çok fazla müsabakalardan bahsedilmiyor. Çünkü spor bir araçtı. Niyetleri kendi yeni dünya düzenlerini kurmak ve insanlara inançlarınızdan, kimliğinizden, milliyetinizden, cinsiyetinizden vazgeçin, bu düzene ayak uydurun mesajı vermekti.

Katliam sadece Gazze’de mi var. Ailemiz, dinimiz, milli değerlerimiz, ananelerimiz katlediliyor. Zihinlerimiz soykırım altında. Tüm kültürleri LGBT potasında eritenlerin farkında mıyız?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER